Edebistan Tüm Yazılanlar
Galata köprüsünde yürüyorum. Dalgınlık yine beni bulmuş, etrafımda ne var ne yok habersizim. İçimde belli belirsiz duygular geçiyor, ancak birine ha...
İçimde bir kuş yuvası. Öyle çok gürültü yapıyorlar ki, kendi iç sesimi duyamıyorum. Kanat hışırtıları ve cıvıltılar içinde ruhum. Oysa ne sessizlik...
Bu zamana kadar ölümü hiç göstermemiştim… Rengârenk çiçekleri, ağaçları, dağları, gökyüzünü göstermiştim; pırıl pırıl denizleri, gemileri, martı...
BEKÇİNİN DÜDÜĞÜ BİRİNCİ KADIN: Gözlüklü, çatık kaşlı, sinirli, hızlı hızlı konuşuyor. Hem kendinin, hem de başkalarının hayatını zorlaştırmada ...
1 Yine odalarımıza çekilmiştik. Bugün bütün eşyalarımızı toplamış, satılacak olanları satmıştık. Evi artık boşaltmaya hazırdık. Ama ben dört sen...
— Amca, kaç yaşındasın? —Yetmiş sekiz, dedi Hasan Dayı. Bunu biraz sıkılgan ve çekingen bir ses tonu ile söylemişti. Sanki dilencilik yapıyor...
O’nu görüyorum. İçim bir tuhaf oluyor. Yolumu değiştirmek istiyorum, o an o tenha yolda kaybolmak, görünmez olmak istiyorum ama olmuyor. Gözlerini g...
Bu sabah da güneş vurmuyordu pencereden. Birkaç gündür odanın dört tarafını gri bir renk kaplıyor, meftun olmadığımız karanlık ruhun ötelerinde yer ...
İşte her şey bitmişti… Hâlbuki onu ne çok seviyordu. Hayatına giren, kalbinin en mahrem yerine otağ kuran ilk ve tek erkekti; kocasıydı. Sevmek ...
Zücaciyenin vitrinini seyrediyorum. Dakikalar geçti. Cam, porselen ve naylon. Hatta biraz da elektrikli ev eşyalarının ağırlığı var çeşitlerin tüm...
“Üzerinden seğirterek geçip gitmek istediğim yer, ayaklarımın altından kayıp giderken sonsuz bir vinç omuzlarımdan tutup darağacına çekiveriyor. Kar...
Yağmurlar başlayacak. Adam, şehirde yalnız kalacak. Kocaman, upuzun bir yaz beklemişti. Sıcaklar dağlardaki taşları eritiyordu. Bir sedir ağac...
Gözlerini ovuşturarak uyandı. Meşe ağacına yaslanıp biraz dinlenmeyi düşünmüştü. Avladığı bir keklik ile birkaç bıldırcını öğle vakti külbastı y...
Sırtından çantasını, omzundan su kabını ve beslenme çantasını yere attı, onların peşinden de kendisi çöktü. Reddedilmesi güç bir ses tonuyla: ...
Gün boyu evde hep kara bulutlar gezindi sanki. Her fırsatta karamsarlık ile yıkandık. Teneffüs ettiğimiz hava böyle olunca, her konudan, her durumda...
Ben işsiz bir adamım. İşsiz ve cilasız. Bir adam eğer benim gibi işsizse, ve bu işsizlik yüzünden neşesini kaybetmişse, kaybolan neşesi yüzünden ...
Meczup, dedi kendi kendine. Böyle hikâyeleri çok dinlemişti büyüklerinden. Kafasında oluşan düşünceler şüphe üzerine kuruluydu. Ya gerçekten m...
Bir mütevazı dostun vedası gibidir, yalnızlık… Her kırdığın kalbin sende bıraktığı izdir. Bazılarını sevindirir. Gururunu yüceltir hatta. Oysa ...
Onu ne zaman görsem aynı duyguya kapılıyorum. Ben yokuş iniyorum otobüse ulaşmak için belki de her gün, o yokuş çıkıyor baba yadigârı, ekmek kapısı ...
Genişleyip derinleşen, hummalı, sermedi bir lezzet hissetti. Her şey ona atıf, ondan bir izdi. Aşk hem tüm dengelerini oynatan, hem de yerini kara...