“Zaman su gibi akıp gidiyor” deriz, bu sözün de o su gibi akıp gittiğini fark etmeksizin.
Oysa ki, zamanla ve sözle birlikte akan, aynı zamanda kendi hayatımızdır.
Kendi hayatımız, yani umutlarımız, umutsuzluklarımız, projelerimiz, emeklerimiz, başarılarımız, başarısızlıklarımız...’dır aslında akıp giden.
Akıp giden ama aynı zamanda kişisel, kurumsal tarihlerimizi yapan / kuran şeydir bu aynı zamanda.
Tıpkı, Hacı Bayram Veli’nin “Nagehan ol şara vardım/ Ol şarı yapılır gördüm / Ben dahi bile yapıldım / Taş u toprak arasında” deyişindeki gibi, yaptığımızla yapılır, kurduğumuzla kuruluruz o tarihin içinde.
Bugün itibariyle yirmi birinci yılına erişen Edebistan’nın hikayesi de bu minvalde bir hikayedir, doğal olarak.
EDEBİSTAN’IN KURULUŞU
Yıl 1999...
Aylardan Haziran...
Mersin’de ikamet ediyorum.
İstanbul’da bir dostlar iftarında tanıştığım Selçuk Engin, yaz tatilinde dönüş güzergahını değiştirip Mersin’e uğruyor...
İki günlük misafirliğinde sürekli internet ve edebiyat ilişkisi üzerine konuşuyoruz Selçuk Engin’le...
O, Yıldız Mühendislikte makina okuyor ama aklı internetin yeni kuşaklara sunduğu iş imkanlarında...
Benim aklımsa, gençliğin giderek daha çok teveccüh göstereceği internet ordamında edebi planda neler yapılabileceğinde...
Edebiyattaki usta-çırak ilişkisi yok olmaya yüz tutmuş; yeni yazarlar çok zor yetişiyor; basılı edebiyat dergileri bu yüzden belli isimlerle sınırlı olarak çıkıyor; mevcut dergiler zorunlu olarak kaliteden taviz veremedikleri için yazıya gönül veren gençlerin kendilerini sınayacakları yeni bir alan bulunmuyor...
Bunları da konuşuyoruz Selçuk Engin’le... İnternetin, edebiyat için aranan yeni alanı mümkün kılıp kılamayacağını sorguluyoruz birlikte. Tüm sorularımız ve cevaplarımız bize bunun denemeye değer bir şey olduğunu söylüyor.
İşte bu aşamada Selçuk Engin’in yaptığı teklif, edebistan.com’un da başlangıcı oluyor: “İnternette bir edebiyat sitesi kuralım. Nitelikli edebiyat ürünlerini yayınlayarak böylece gençlerin yazma eylemine olumlu katkı sağlayacak metinleri sunmuş olalım.”
...Ve böylece başlıyoruz edebistan.com’u inşa etmeye...
Benim elimde ünlü yazarlardan 500’e yakın öykünün metni bulunuyor... 1999 Temmuz’unda önce bunlarla deneme yayınına başlıyoruz...
Ardından, çabamızı yakından izleyen merhum Hasan Ali Kasır, “Aşk Şiirleri Antolojisi”nin edebistan’da yayınlanmasına imkan sağlıyor...
İLK BEŞ YILINDA EDEBİSTAN’IN YÖNETİMİ VE İÇERİĞİ
1 Ocak 2000 tarihinden itibaren yüzü aşkın öyküyü ve dört yüzü aşkın şiiri internet ortamında aktararak yayın faaliyetine resmen başlayan Edebistan’ın yayım amacı da belirlenen ilk şekline uygun olarak somutlaşıyor:
Edebiyatı ilgi alanı olarak seçen gençlere, öykü ve şiir türünün en yetkin örneklerini sunarak, kendi edebi çalışmalarında doğru örneklerden beslenmelerini ve iyi metinler üretmelerini sağlamak...
O günkü şartlarda internet ortamındaki edebiyat sitelerinin (ki bugün itibariyle Edebistan dışında artık onların hiçbiri yayımlanmıyor), daha çok basılı dergilerde yayımlanamayan şiirlerden ve yazılardan oluşması ve bunların da çoğunlukla ortalama bir edebi kaliteden yoksun bulunması, bizi “yeni çalışmaların” yayınlanmasına karşı ürkek bir tutuma itiyor. Bu yüzden metin alıntılarını, aylık edebiyat dergilerinden önemli gördüğümüz yazıları ve edebiyatla ilgili basında yer alan makaleleri yayımlamayı önceleyen bir faaliyeti tercih ediyoruz.
Bugünden bakıldığında, pek de önemli görülmeyen bu yönelişimiz, internet – edebiyat ilişkisinin kurulması bakımından değerli olduğu için, kısa bir süre içinde edebiyat çevrelerinin yoğun ilgisine mazhar oluyor ve Edebistan, 2002 yılında Türkiye Yazarlar Birliği’nin Elektronik Yayıncılık Ödülü’nü kazanıyor...
EDEBİSTAN: MÜSTAKİL BİR E-DERGİ
Selçuk Engin, hemen her yıl, internet sitesi programlarındaki gelişmeler paralelinde Edebistan’ın data altyapısını ve yüzünü yeniliyor...
Bu yenilemeler esnasında, okurun dikkatini çekmeyen dosyaları ve dolayısıyla metinleri temizleyerek, yepyeni dosyalarla yürüyüşümüzü sürdürüyoruz...
Benim 2003’te İstanbul’da ikamet etmeye başlamamla birlikte, yukarıda belirttiğim nedenlerle tipik bir “edebiyat arşivi” olmayı gerçekleştiren Edebistan da artık doğrudan telif eserlerin yayınlandığı ve medyadaki edebiyat çalışmalarının günü-birlik izlendiği bir “edebiyat seçkisi”ne dönüşüyor...
2006 yılından itibarense Edebistan “edebiyat seçkisi” niteliğini korumakla birlikte, tıpkı basılı edebiyat dergilerindeki gibi “editör” denetimli bir site haline geliyor; öykü editörlüğünü öykücü Cemal Şakar, şiir editörlüğünü şair Mehmet Solak, nesir editörlüğünü ise Mustafa Balcı’nın üstlendiği Edebistan, bu safhadan itibaren yoğun olarak telif eserlerinin, az sayıda alıntı yazıların yayınlandığı müstakil bir edebiyat dergisi olarak kendisini yeniden konumlandırıyor.
Atıf Bedir, Ayşe Kara, Cemal Şakar, Ceyhun Emre Teoman, Duran Çetin, Fatma Pekşen, Hayriye Ünal, Hüseyin Avni Cinozoğlu, Hüzeyme Yeşim Koçak, İffet Oral, İsmail Bingöl, Kadir Canatan, Mehmet Solak, Mete Çamdereli, Mihriban İnan Karatepe, Mustafa Aydoğan, Mustafa Balcı, Nalan Barbarosoğlu, Necip Tosun, Nurettin Durman, Osman Alagöz, Ömer Lekesiz, Recep Şükrü Güngör, Reyhan Yıldırım, Sevda Dıraga Canbaz, Sibel Eraslan, Vehbi Başer ve Yılmaz Yılmaz gibi profesyonel yazarlarla, Abdurrahman Çiçek, Akif Hasan Kaya, Asude Zeynep Toprak, Bedran Yoldaş, Betül Solak, Bilal Can, Bilal Yavuz, Bilgehan Taha, Biricik E. Doğan, Bülent Gündoğan, Canan Özkılıç, Cihat Albayrak, Davut Karagöl, Deniz Yaşar, Esra Özdemir Demirci, Fadime Kaya, Fuat Türker, Gönül Yonar, Güçer Kafa, Gül Saba Taka, Gürsel Çopur, Handan Güler, İlker Gören, İsmail Isparta, İsmail Okutan, Kübra Demiray, Leyla Karaca, Leyla Marankoz, Meral Afacan Bayrak, Merve Koçak Kurt, Muhammet Enes Topgül, Muharrem Sönmez, Mustafa Burak Sezer, Mustafa Celep, Necla Orhan, Nur Siçimoğlu, Semiha Kavak, Sibel Giray Özşirin, Turan Yıldırım, Uğur Aksoy, Ümmügülsüm Tat, Vedat Aydın, Yunus Emre Tozal, Yusuf Kenan Çağlar, Zehra Betül Bulut, Zeynep Arıkan, Zeynep Gül, Zeynep Hicret, Zeynep Kuriş, Zülküf Bayındır ve Zülküf Koç gibi büyük çoğunluğu bilahare basılı edebiyat dergilerinde de yazan yeni isimlerle varlığını pekiştiriyor.
Şimdi 21. yaşını idrak eden edebistan, yerli internet ortamının en istikrarlı, bu zamana ve geleceğe yönelik en fazla projesi olan bir e-edebiyat dergisi olarak varolma kararlılığını yazarları, okurları, teknik yönetmenleri ve sponsoruyla birlikte sürdürüyor...
EDEBİSTAN’IN YASAL KURUMSAL ZEMİNİ
Edebistan’ın doğumundan iki yıl sonra, Selçuk Engin üniversite öğrenimini tamamlayarak, eşi İclal Engin’’le birlikte, bir ticari site tasarım ve yayım şirketi de olan “Engintasarım”ı kurarak, Edebistan’ı ilk bina eden olmanın ötesinde, sponsorluğunu da üstleniyor.
Zamanla, internet ortamı için yapılan yeni yasal düzenlemeler gereğince, sahiplik, isim tescili ve markanın korunması vb. gibi zorunlulukların ortaya çıkması üzerine, Edebistan, doğrudan Engintasarım’ın bünyesine alınarak, yasal ve kurumsal yönden onun bir kültür hizmetine dönüşüyor.
Bugün itibariyle de Edebistan, tescilli bir isimle bu bağını, yasal ve kurumsal bir zeminde sürdürüyor.
EDEBİSTAN’IN YÖNETİMİNDE GÖREV DEĞİŞİKLİKLERİ VE YENİ DÖNEM
Uzun bir süre öykü editörlüğünü yürüten Cemal Şakar, Balıkesir’den İstanbul’a taşındıktan sonra Edebistan’ın Genel yayın Yönetmenliği’ni üstleniyor ve adları belli aralıklarla değişen editörlerin katkılarıyla, bugün de Edebistan’ı yönetmeye devam ediyor.
Güray Süngü, Aykut Ertuğrul, Ali Emre, Dilek Kartal, Hasibe Çerko ve Selvigül Kandoğmuş Şahin geçmişteki editörler olarak kayda geçerlerken, bugün itibariyle bu görevi Dilek Kartal, Mahmut Coşkun, Hatice Ebrar Akbulut, Enes Şakar ve Ömer Lekesiz üstlenmiş bulunuyor.
24 Mayıs 2020 tarihi itibariyle yüzü ve data sitemi değiştirilen Edebistan’da, kimi teknik nedenlerle, kimi de ilgili yazar talebiyle gerçekleşen eksiltmeler dışında yirmi yıllık arşivinin yüzde yetmişi, sadeleştirilmiş kategoriler altında muhafaza edilmiş bulunuyor.
EDEBİSTAN’IN ÖYKÜCÜLER SÖZLÜĞÜ
Edebistan’ın yeni dönemindeki en önemli kategorilerden biri kuşkusuz Öykücüler Sözlüğü’dür.
Bilindiği gibi, ekonomik, sosyal, kültürel, tarihsel ve edebî her konuda olduğu gibi yerli öykü konusunda da ciddi bir zihin aşınmasıyla, belge ve bilgi kaybıyla yüz yüzdeyiz. Latin alfabesinin kabulüyle başlayan bilinçli yoksama/unutturma çabasına bağlı kayıplarımız bir yana, Cumhuriyet dönemi için bile sağlam ve sabit kayıtlar bulunmamaktadır.
Hüseyin Su ile birlikte hazırladığımız, Hece Öykü’nün Şubat 2004- Nisan 2008 tarihleri arasındaki ilk 26 sayısında yayınlanan “Öykücüler ve Öykü Kitapları Sözlüğü” söz konusu ihtiyaçtan doğmuştu.
Kitaplaşması umulan, ancak Hüseyin Su’nun Hece dergisinden ayrılmasıyla gerçekleşmeyen bu sözlüğü, şimdi yine ondan izin alarak Edebistan’a taşıdık.
Öykücüler ve Öykü Kitapları Sözlüğü’nde ikibine yakın öykücü ve beş bine yakın öykü kitabı yer almıştır. Öykücülerin özgeçmişleriyle, öykü kitaplarının içerik bilgilerine ulaşabilmek için yoğun bir çaba gösterilmiştir.
Sözlükteki özgeçmiş ve kitap bilgileri için:
★ Sami N. Özerdim'in Türk Dili dergisi Türk Öyücülüğü Özel Sayısı'nda (sayı: 286; Temmuz 1975) yayınlanan "Türk Öykü Kitapları Zamandizini [1867-1975]";
★ Aynı dizinin yeni eklemelerle Adam Öykü dergisinde (sayı: 3; Mart/Nisan 1996) yayınlanan "Başlangıcından Bugüne Türk Öykü Kitapları Zaman Dizini [1867-1993]",
★ İbrahim Çelik’in Hece dergisi Türk Öykücülüğü Özel Sayısı'nda (sayı: 46/47; Ekim/Kasım 2000) yayınlanan "Türk Öykü Yazarları ve Öykü Kitapları Dizini [1867-2000]",
★ Ömer Lekesiz’in Hece dergisi Türk Öykücülüğü Özel Sayısı, 2. baskısında (Eylül 2005) yayınlanan “Türk Öykücüleri ve Öykü Kitapları Zaman Dizini [1890-2005]"
★ Behçet Necatigil'in Edebiyatımızda İsimler Sözlüğü (Varlık, İstanbul 1978) ile Edebiyatımızda Eserler Sözlüğü (Varlık, İstanbul 1979),
★ Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi (Dergah Yayınları, İstanbul, 1977-1998),
★ Tanzimat'tan Bugüne Edebiyatçılar Ansiklopedisi (Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 2.baskı: 2003);
★ İhsan Işık'ın Türkiye Yazarlar Ansiklopedisi (Elvan Yayınları, Ankara, 2002);
★ İhsan Işık'ın Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (Elvan Yayınları, Ankara, 2006) ana kaynaklar olarak alınmış;
★ Ramazan Dikmen’in özel kitaplığından, Milli Kütüphaneden, Bayezıd Kütüphanesinden, Zaman Kitap Zamanı, Yeni Şafak Kitap, Radikal Kitap, Kitap-lık, Dünya Kitap, Cumhuriyet Kitap eklerinden, Kitap Haber, Hece, Hece Öykü, Adam Öykü, Üçüncü Öyküler, Düşler Öyküler, Dergah, Virgül, Varlık, Kitap Rehberi, İmge Öykü, Kül Öykü, Kum Öykü, Eşik Cini, Notos Öykü dergileriyle, edebistan.com, simurg.com.tr, yenisayfa.com, pandora.com, kirkindi.com, kitapyurdu.com, imgekitabevi.com.tr, adanasanat.com internet sitelerinden yararlanılmıştır.
Öykücüler ve Öykü Kitapları Sözlüğü’nde:
1) Yazarların kullandıkları son isimler esas alınmış, öykü kitaplarında kullandıkları farklı isimler ilgili kitap isimlerinin yanına işlenmiştir. Örnek: Hakan, Fikret, Tellak Ali (Bumin Gaffar Güney imzasıyla) 1953.
2) Sürekli müstear isim kullanan öykücülerle (örnek: Halikarnas Balıkçısı, Hüseyin Su), soyadlarını hiç kullanmayan öykücüler (örnek: Mehmet Seyda, Gürsel Korat) ön adlarıyla alınmıştır.
3) Kadın öykücüler, maruf ad ve soyadlarıyla (Örnek: Özlü, Tezer), kızlık soyadlarını evlilik soyadlarıyla birlikte kullananlar kızlık soyadı önde olmak üzere iki soyadıyla (Örnek: İnan Karatepe, Mihriban; Soylu Koyuncu, Sevgi), ilk adlarıyla maruf kadın öykücülerin bilinen kızlık ya da evlilik soyadları ise özgeçmişlerinde (Örneğin, Füruzan “Selçuk”) belirtilerek alınmıştır.
4) Birleştirilerek yayınlanan öykü kitaplarının öncelikle ilk müstakil basımları esas alınmış, yeni basımlar, yeni bir ad da taşımıyor ve yeni öykü de içermiyorsa tekrar zikredilmemiştir. Örneğin. Hulki Aktunç, Ten ve Gölge - Bir Yer Göstericinin Hayatı (1996) zikredilmezken, Haldun Taner, Konçinalar (Şişhaneye Yağmur Yağıyordu ve Onikiye Bir Var'dan seçmeler, 1967) zikredilmiştir.
5) Önceki öykü kitaplarıyla birleştirilerek farklı bir adla yayınlanan yeni öykü kitaplarına yer verilmiş; birleştirilen öykü kitaplarının isimleri içerik bilgilerinde aynen korunmuştur.
6) Öykü ödüllerinden Sait Faik, Haldun Taner, Türkiye Yazarlar Birligi... gibi herkesçe bilinen ödüllere yer verilmiş, Halkevleri vb. siyasi amaçlı öykü ödülleriyle, belediye, dernek, vakıf, dergi ve şirket ödüllerine yer verilmediği gibi öykücülerin öykü dışındaki edebi ve sanatsal ödüllerine de yer verilmemiştir.
7) Yayınevi kayıtlarında, yayınevlerinin sadece adlarına yer verilmiş olup, kitabevi, kitap gibi ekler taşıyan yayınevleri de bu şekilde belirtilmiştir (Hece; Selis Kitaplar; Doğan Kitap gibi).
Ancak takdir edileceği üzere hangi tematik çerçeve ya da maksatla hazırlanmış olursa olsun sözlükler sürekli olarak değişmeye ve yenilenmeye açıktır.
Nitekim Öyküler ve Öykü Kitapları Sözlüğü de en son Nisan 2008 tarihine kadar olan kayıtları ihtiva etmekte olup, yeni öykücüleri ve yeni kitap bilgilerini içermemektedir.
Bu manada halen çalışmamıza açık olan Öykücüler ve Öykü Kitapları Sözlüğü, aynı zamanda öykücülerin (ve varislerinin) katkısına daima açık bulunmaktadır.
Vefat bilgilerinin, yeni kitapların içerikleri öykülerin eklenmesi bakımından bize iletilecek olan her talep, aynı zamanda bir kültür hizmetine katkı olması bakımından teşekkürümüze neden olacaktır.
Sağlık, sıhhat ve huzur içinde nice yeni yıllara erişmek dileğiyle....
ÖMER LEKESİZ
Türk yazar, eleştirmen İlk ve orta öğrenimini Yozgat'ta tamamladı. Ankara Meslek Yüksekokulu Kamu Sevk ve İdaresi Bölümü'nü bitirdi.