Menu

Öykü

Edebistan Tüm Yazılanlar

  • BAYBURT NE YANA DÜŞER...
    BAYBURT NE YANA DÜŞER...

    Çoğu zaman, seher vakti fırlardı, ruhların efsunlandığı küçük ölümden. Her neyse gördüğü…Kan çanağına dönmüş gözlerle, taze mezardan diriltilen ruhlar...

  • CAZİBE
    CAZİBE

    “Bir de bunu okuyun!” demişti Bülent Bey. İyi niyetli, babacan, İngilizce öğretmeni yönetici. Popüler bir romandı, tavsiye ettiği. Önce okuma serüven...

  • YEDİ UYUYANLAR
    YEDİ UYUYANLAR

    Yeryüzündeki bozguncularla mücadele etmeye kararlı yedi arkadaştık. Belli aralıklarla bir araya gelip bir yer sofrasının etrafında toplaşır gibi halka...

  • KIRGINLIK
    KIRGINLIK

    Duvara monte edilmiş üç raflı kitaplığı yerleştirdikten  sonra  koltuğa uzandı.  Kireç beyazıyla boyanmış tavanda gezdi gözleri.Bomboş bir levhadan ib...

  • SONBAHAR
    SONBAHAR

    Yoldayım. Yolun tam ortasında. Bir esinti var çok şey fısıldayan. Bir sevgi, belki de aşk. Ayrılık da denebilir. Savrulan yapraklar, sallanan çınar...

  • MELEK HANIM'IN ELİ
    MELEK HANIM'IN ELİ

    O da eskilerdendi. O eli maharetli, başı örtülü, dili dualı, hayatı nübüvvet örnekliğini dillendiren kimselerin, hanım teyzelerin son kırıntılarındand...

  • AYLA
    AYLA

    Onu yıllar sonra ilk kez dün gördüm. Bellisima parfümünün kokusundan tanıdım hemen. Ayla. Ona apartmanda “5 numaradaki kadın” derlerdi.  Bizim apartma...

  • KISA FİLM
    KISA FİLM

    Bir kış günü… Mezarlık… Çam ağaçlarının dallarına tünemiş birkaç tembel güvercin, meraklı bakışlarla etrafı gözetliyor. Ağaçların arasında münzevi ...

  • SUSKUNLUK
    SUSKUNLUK

    Kapıyı iki kere kilitleyip yola çıktılar. Durak yakındı, kalkmak üzere olan belediye otobüsüne bindiler. Orta kapı hizasında iki boş koltuk bulup o...

  • YOK
    YOK

    Sessizce geçip gidecektim, peşimde gölgemle: Gölge gibi, susku içinde, öylece… Hiçbir iz bırakmayacaktım; bırakmadan… Olmadı… Başım döndü; yalpa...

  • TUĞRALI YALDIZ
    TUĞRALI YALDIZ

    İstanbul'la tanışıklığımızın ilk yıllarıydı. Varını yoğunu büyük kentlere kurban vermiş, küçük, ölü bir kasabadan  gelmiştim. Bu delicesine büyük şehi...

  • İÇİNDEKİ YÜZÜNDEN
    İÇİNDEKİ YÜZÜNDEN

    Orta yaşlarda olduğu sanılan, saçları kısmen dökülmüş, yüzünün derisi sarkık bir adam, karşısında saygıyla titrediği, bir yanlış yapmamak için eğilip ...

  • CEBİMİZİN BEREKETİ ARTSIN
    CEBİMİZİN BEREKETİ ARTSIN

    Arkadaşıyla şehrin kalabalık caddelerinde bir ırmak gibi akıp giden insan selinin içinde (çoklukta, yokluk ve varlığın yaşandığı bir günde) yürüyordu....

  • AYDINLIK KORİDOR
    AYDINLIK KORİDOR

    Delikanlı çıkmaz bir sokağa girmişti. Köhne, döküntü, tek katlı, çoğunluk kireçle badalanmış evlerin olduğu Karanfil Sokağın başında oturuyordu sevdiğ...

  • BİR LİRALIK SEVİNÇ...
    BİR LİRALIK SEVİNÇ...

    -ahmet kekeç'e- aynalı diyorlar bana. eh, öyleyse, partal üstbaşıma iliştirdiğim renkli kâğıt parçalarından sonra, boynuma aynamı asmalıyım. tamam,...

  • HAK HUKUK MESELESİ
    HAK HUKUK MESELESİ

    Şimdi bir salon tasvir etmeli. Bu, genişçe ama içindekini sıkan, ruha dar gelen; aydınlık ama tekinsiz insan çehresi gibi üzgü verici; sevimli ama yak...

  • ANAA! DUUZ!
    ANAA! DUUZ!

    Kış günlerinde üç beş kişilik guruplar toplanır kendi aralarında eğlenir, konuşur, vakit geçirirdi. Bu guruplara “barana” denirdi. Bunların birinde ke...

  • VUR ABALIYA...
    VUR ABALIYA...

    Vaktiyle Manisa’nın bir köyünde, ailesinin nafakasını kazanabilmek için, canını dişine takarak çalışan güzel huylu, mert bir çiftçi yaşardı. Daha saba...

  • YARIN İLK İŞ
    YARIN İLK İŞ

    Satarım makineleri bakarım başımın çaresine diyorum. Kaç senedir diyorum bunu? Beş senedir. Satarım makineleri bakarım başımın çaresine, az etmezler. ...

  • PALTO
    PALTO

    Geceydi. Yalnızdı. Mezar kapısının yapışkan, soğuk koluna dokunduğunda içinde garip bir his uyandı. Korkuyor muydu yoksa? Böyle bir his acaba onu en s...