Edebistan Tüm Yazılanlar
Televizyon izlerken vaktin nasıl geçtiğini anlamazdık. Eski Türk filmlerini severdi, en çok da siyah beyaz olanları. Apartmanların istilâsına henüz uğ...
Gece lambasının loş ışığı gözümü alıyordu. Koltukta rahatsız kıpırdanışlarla uyumaya çalışıyordum. Oldum olası severim bu koltukta uyumayı, uykum olma...
İnsan, bir zaman sonra kulaklarını sağır eden seslere alışıyor. Belki de sağır oluyor da, alıştığını zannediyor. Sarp kayalıkların ardından doğan güne...
Mehmet Hilal’e… Her şey o gece yaşanmıştı. Dışarıda bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyordu. Perdelerin üzerinde, arada bir şimşek parıltıları ...
“Deneysel öyküler yazmanı istemiyorum.” Büfeye doğru yürüyorum. Yanımda bir araba giderek yavaşlıyor. Duruyor. Sarışın bir kız arabadan inip bana k...
Apayrı bir âlem… Sanki her nesne, ayrı bir şua yayıyor; en derin karanlıklar bile burada yırtılıp, bir safa, bir huzur bahşediyor. Hiçbir şey görün...
Dikenli telde bir gömlek parçası dalgalanıyor. Çamura saplanıp kalmış ayakkabılar. Arkalarından esen soğuk bir rüzgâr… Zeytin ağaçlarının hışırtısını ...
Hay Allah, orta yerde kalakaldım. Biraz daha mı atik olmalıyım? Ayaklarımda da bir ağırlık. Trabzana sıkıca tutunarak karanlıkta ilerlemeye çalıştı...
‘’Mektup yazdım Hasan’a Ha Hasan’a ha sana.’’ Abdurrahim Karakoç Aziz dostum, Sana bu mektubu yıllar sonra niye yazıyorum, bilmiyorum. Uzun yıl...
Arkadaşlar kursumuz haftaya bitiyor. Artık ders yok. Şimdi sizi üç kümeye ayıracağım ve bazı kelimeler verip bunlarla öykü yazmanızı isteyeceğim. Bugü...
Bir sonbahar yolculuğundayım. Mekânsal alışkanlıkların ötesinde ürpertiler yayan nemli yolu yürüyorum evrenin herhangi bir zaman diliminde varolmuş, h...
M. Aysoy’a -Şuna bak! Hikmet’in cümlesi bitince dili dışarı sarktı, suratı kıpkırmızı kesildi, elindeki feneri düşürdü, kendi etrafında dönerek ...
Böyle bir bakışa kim hayır diyebilir ki? İstesek de “hiç kimse” diyemiyorsak dile düşen bir ağırlık, sözcükleri seçip sıralamak ne zordur o vakit. Kar...
Dilek Kartal’a ithafen Aslıhan Sahaflar Çarşısı’nı didik didik ettim o gün. Bulamadım kitabı. İnternetten bak dedi birkaç sahaf. Diğerleri yok diye...
Sırtını silik görüntüsüne döndü. Tenhalığı fırsat bilen düşünceler. Kılıçlarını kınlarından çıkardılar. 40, 39, 38... Zaman. Önüne kattıklarıyla...
I Pencereden, gökyüzüne uzanan balonları seyrediyordu. Hayatında gördüğü en güzel şeydi onlar. Mavi, sarı, kırmızı... Çeşit çeşit balonlar. Balo...
Basık. Rutubetli. Kesif sigara dumanı ve alkol. Ağır parfümlerin yaydığı baygın kokular. “Avuçlarımda hâlâ sıcaklığın…” Bu son. Berbat bir ak...
Onu bir katilin kurbanını tanıması gibi tanıdım. Yıllarca. Bir yerlinin bir sömürgeciyi tanıması gibi tanıdım, bütün ayrıntılarına dikkat kesilerek. B...
Başını kaldırıp gökyüzüne bak! Orada kendi göğ yüzünü göreceksin. Korkma! Hadi kaldır. Kaldır, daha yükseğe. Çünkü son kez göreceksin yüzünü… Birde...
Otuz yaş çizgilerin, akların, hastalıkların ulağı olmakla kalmadı ne yazık. Ruhla bedenin, kalple aklın mutlak savaşıydı. İnsan hayat denen akıntıy...