Dünyanın bu yarısı karanlıkta;
İpek çamaşırlarıyla saten nevresim takımının üstünde kayar gibi döndü. Pürüzsüz iki nesnenin çıkaramadığı ses, geceyi bölemedi. Kadının uykusunu da…
…
Dünyanın bu yarısı aydınlıkken;
Artık gecenin günahlarımızı örtmesini beklemiyoruz ki… Adam aceleyle kadının eteğini sıyırdı yırtarcasına. Kadın; vücudu direnmekten yorgun, gözlerini kapattı. Zaten kararacak dünyasına giriş yaptı. Adam kadının çığlıkları arasında; burçlara bayrağı ilk diken oldu. Bir fetih daha gerçekleşmişti.
…
Hava ağardığında;
Bir bezelyenin dahi rahatsız etmediği kadın uyandı kendi masalına. Soyundu, yıkandı, giyindi-giyinemedi, süründü, takıştırdı. Yerini aldı vitrinlerde, tezgâhta, billboardlarda…
…
Bir daha kapatmadı gözlerini kadın; karanlık çöksün istemedi. Üstüne abanıyordu özgürlükler, zaferler, iktidarlar… Yağmalanmış topraktı vücudu savaşlardan arta/arda kalan. Sürüdü ardından toz duman içinde, yerini aldı acıklı bir fotoğrafta, haberde, hikâyede…
Elazığ’ın Keban ilçesinde doğdu. Temrin, Aşkar, Semaver Öykü, Hece, Hece Öykü dergilerinde deneme ve öyküleri yayımlandı. Farklı edebiyat dergilerinde yürüttüğü düzeltmenlik görevini, akademik alanı da ekleyerek sürdürmekte.