Edebistan Tüm Yazılanlar
METİS, AYRINTI, İNSAN, DOST, İLETİŞİM, VADİ, İZ, YAPI KREDİ VE DAHA BİR ÇOK YAYINEVİNİN FELSEFE, BİLİM FELFESİ,SOSYOLOJİ, PSİKOLOJİ, KURAM KİTAPLARI SAHAF KEBİKEÇ'TE... SAHAF KEBİKEÇ, BAHARİYE CADDESİ, KAFKAS PASAJI, 37/26 MODA/KADIKÖY; MODA SİNEMASİ YANI, KİTAPÇILAR ÇARŞISI'NDA... TEL: 0216 418 07 63 www.sahafkebikec.c...
"Düşünen Kalem Nuri Pakdil" adlı sempozyum, 23 Ekim 2010 Cumartesi günü Kahramanmaraş’ta yapılacak. İki oturumda gerçekleştirelecek olan sempozyumda ilk oturumun başkanlığını ALİ KARAÇALI, ikinci oturumunu başkanlığını ise OSMAN SARI yapacak. 1.OTURUM / KONUŞMACILAR VE KONULAR: Hüseyin Su, “Nuri Pakdil'in Yazılarında Dinî ...
Esengül daha ölmemişti. İstanbul’un sabahçı kahvelerinde ve genç kızların doldurduğu konfeksiyon atölyelerinde onun şarkısı söylenirdi: “Bir yoksula rastladım yol kenarında Uzanmış yatıyordu boylu boyunca Kan içinde her yanı...” Arabeskin, yoksulların ve garibanların malı olduğu zamanlardı. Her çağın kendi ruhu ve ifad...
Yazırımız Cemal Şakar’ın deneme, eleştiri ve inceleme yazılarından oluşan YAZININ GİZLEDİKLERİ adlı kitabı, Okurkitaplığı Yayınları arasından çıktı. Cemal Şakar, 1962 yılında Gönen/Balıkesir’de doğdu. İlk ve orta öğrenimini aynı ilde tamamladı. Gazi Üniversitesi’nde İşletme okudu (1983). İlk öyküsü 1982 yılında Aylık Dergi’de...
"Türkiye 6-10 Ekim 2010 tarihleri arasında 62. si düzenlenecek Uluslararası Frankfurt Kitap Fuarı'na nitelikli ve zengin bir etkinlik programıyla katılıyor." Yayıncılık sektörünün en büyük uluslararası buluşma noktası Frankfurt Kitap Fuarı'nın Onur Konuğu olarak 2008 yılında başarılı bir sunum gerçekleştiren ülkemiz, kültür, ...
bomboşmuş gibi bir zihin; ve gelmeyen, gelmedikçe gerilip giden uyku... iç tıkanıklığı... hareketsiz, trafiksiz fikreyleme galerileri... ama, çeşme şıp’şıplarından dandanekan savaş alanına dönmüş kendi kanını akıtmağa doymayan asabi hassasiyet harmanı... öküzler, üvendireler, dövendireler... boyunduruklar? ... gece, ...
İBRAHİM TENEKECİ'nin "TÜFEKSİZ HAREKETLER" adlı yeni kitabı PROFİL YAYINLARI arasından ÇIKTI... ARKAKAPAK YAZISI: Madem şu çiğdemin bir fikri; şu serçenin özel eşyası; şu taşın yarına kalma kaygısı yok, bunların hiçbiri bende de olmasın... Diye çok düşündüm. Hatta kendimce birtakım kararlar bile aldım. Ama olmuyor. Bir ...
Temrin, yeni yayın dönemine yenilenen güçlü kadrosu ve yazarlarıyla giriyor. İlk kez kendi hacmimizi aşan özel sayımız, yaza girerken oldukça dikkat çekti ve ilgi gördü. Derginin kadrosundaki değişiklikleri jenerik kısmında görebilirsiniz. Yeni görev alan arkadaşlarımıza başarılar diliyoruz. Yazıları ve şiirleri bundan böyle ...
Biricik Abdülhak Şinasi, Bağışlayacağınızı umuyorum: Orta birdeydik galiba, Türkçe kitabımızda Fahim Bey ve Biz'den bir parça vardı. O yazıyı çok sevmiştim, ama yazarının kim olduğunu nedense merak etmemiştim. Her biri arkadaşınız olan öteki yazarlarımızın adlarıysa ezberimdeydi; meselâ Yakup Kadri, Refik Halid, Halide Ed...
iftardan sonra, çantayı funduğa bırakıp, fişavi’ye çay içmeğe gitdim. bizim cankuş efendi ile karşılaşdım. beni görünce pek gülümsedi, bin neşve ve sürur ile istikbal eyledi. sebeb–i süruru şu imiş ki: ikindi vakti, hazreti rıfai, hasan ve mehmed ali terekesi beynindeki ağaçlı çemenlikde mesnevî–i şerîf meşk iderken, hazr...
Ayşe Kara üç çocuk annesi ve ilkokul mezunu bir kadındı. On beş yaşında yapılmış bir evliliği, İstanbul Fatih’te kendine has bir hayatı, genç bir anne olmanın beraberinde getirdiği sorumlulukları vardı. Onu diğerlerinden farklı kılan kitaplara olan hayranlığıydı. Kitap okunan bir evden, kitabı bol bir eve gelin gitmiş, ilaç pros...
A.H.K. Uzun bir aradan sonra üçüncü şiir kitabınız geldi. Neden bu kadar ara? Onu sormak istiyorum fakat önce kitabın adı etrafında durmak istiyorum. Kitapta Kapılar adlı uzun bir şiir var; bu şiirin bir alt başlığı da “dil kapısı”. Kapı bir simge mi? Ve “dil” nedir gönül mü lisan mı? M.N. Hayır “Dil kapısı” kitabın adı olurk...
aslında sana hayranım. hayranlığımı bu kadar doğrudan ve peşi ifade etmek, itiraf etmek benim için faideli mi olur, zararlı mı, umurumda değil. bunu belli etmemeğe koşulmakdan yoruldum. farkında olup olmadan bunu kendimden saklıyor ve sana da belli etmeme yolunda bahaneler uyduruyordum. içden içe de bir rahatsızlık duyuyordum.bu...
Kağıt Gemiler, birbirine yaslanan, iç içe geçen, içinde doğadan kahramanlar olan öykülerden oluşuyor. Cehennemin basamaklarında durduğumuzu hatırlatan kitabın yazarı Ayşegül Çelik, cenneti çöle, çölü de masala gizliyor Korku ve Arkadaşı ve Şehper, Dehlizdeki Kuş adlı öykü kitaplarının yazarı Ayşegül Çelik'in, 2010 Yunus Nadi ...
Hayat, herhalde bağlardan ibarettir. Sebep-sonuç münasebetleri, olaylar dizisi, başlangıç ve bitişler, kısaca hayatın tekmil düzeninde bu bağ(lanış)ı hisseder, görürüz, keşfederiz. Ve genel bir bağımlılık hâlini düşünebiliriz. Çünkü irtibatımızın şekli ve şiddeti değişik de olsa, yaşadığımızca, sayısız bağ kurarız. Ölüm ise; dün...
Mustafa Kutlu'nun yeni kitabı Zafer Yahut Hiç, di'li geçmiş zamanla şimdiki zaman arasındaki 'tanıdık' mesafede geç'miş'e dair sorular da oluşturan, hız çağının okurunu düşünmeye teşvik edebilecek modern ve değerli bir anlatı.. Mustafa Kutlu'nun Dergâh Yayınları arasından çıkan Zafer Yahut Hiç isimli yeni kitabının arka kapak...
kültürcülüğü, sanatçılığı, reklamcılığı ve cümle kutsal ve kutsaldışı değerlerin tecimerciliği manasındaki siyasetçiliğin zirvesinde uçan kanatlılar kütlesi, sonunda istanbul’u dansöz de etti... “sahne senin istanbul...” kıvır ha kıvır... çalkala yavrum çalkala... sen çalkala istanbul.. bizim de kabaran hesaplarım...
Arapça “dikkat” kelimesi, Türkçe “dik” ve bu kökten türeyen kelimelerle fonetik bir uyum içinde olduğundan, dilimizde tehlikeli en azından olumsuz durumlara karşı bir uyarı olarak rahatça kullanılagelmiştir. Örneğin, Dikkat, köpek var! Dikkat, kaygan zemin! Dikkat, yüksek gerilim, çarpar! Dikkat, özel alandır, girilmez! sö...
Ahmet Büke'nin Kumrunun Gördüğü (Can Yay., İstanbul 2010) adlı kitabı, bana, örneğin Orhan Kemal'in, Sabahattin Ali'nin, Adnan Özyalçıner'in sesini, okuduğum öykülerde en son ne zaman duyduğumu uzun uzun düşündürdü. Modernliğin inşa ettiği birey fikri bizi, bildiğimiz, dokunduğumuz, yan yana yürüdüğümüz insandan o kadar uzaklaşt...
“Ve anladı ki, yalnızdı... Ama yapayalnız da değil... Yaşıyordu beraberce, karşısındaki hiç kimseyle...” (Cemal Süreya) Siz hiç aşık oldunuz mu? Sabahın nasıl olduğunu anlamadığınız sancılı, uzun gecelerden geçtiniz mi? Onu kısacık da olsa görebilmek için aylarca bekleyip hayaliyle yaşadınız mı? Baktığınız h...