Menu
TAZYİK
Şiir • TAZYİK

TAZYİK

“Yazgı ise değil, aşksa hiç, hayret edilmiyorsa tozun varoluşuna”

Hayy hayat demek, hayır hem iyilik hem red
Hayıflan ve hay aksi – bu böyle sürmeyecek

Başladı ve bitti, gece ve aşk, karlar eridi
Her şeyin en başı, en öncesi
Kamyonlar yokuşlarda kaldılar konvoylar kovalarken birbirini
Su vardı başlangıçta, bir iletken, Nuh meseline can verirken
Bir tema bir güzellik bir gıda değil
Ve çeliğe gelin giderken onu erkekleştiren
Anasır-ı erbaadan biri diye değil Empedokles’in

Her gün birer defa andım seni, bir gün bir küfür gizledi bir gün bir hesap işi
Tamam bitti bu iş dediğim her defasında
-Çekelim pantalonları, bağlayın kemerleri
Yürüyelim ortasına dosdoğru şehrin
Baharda belki de mayıstır günlerden çarşambadır
Yeni uyanmışsındır lila bir yatakta gizlemektedir aşk uykusunu gotik takımların
Boğaza takılmamıştır henüz sonu hikâyenin

Bir son beklenmiş midir bu bile belirsizdir
Sonlardan tiksinilmez sonsuzdan olduğu kadar
Sonuç yerine netice demişsindir hep belki bir de ee
Son için bir sone yazılmamışsa şimdiye değin
Sonsuzdan daha keskin diyedir sonsuz akıcı ve buğulu, yuvarlak ve muğlak
Sonsuz opaksa son su kadar kıvrak
Son dediysem bir fantezim yok soncu
Soncular için sonun belirsizliği
O kadar korkutucu o kadar tahammül edilmez ki
Münasip bir son bularak –tarihin sonu – geliversin korkulan gerçek
Nuh aştı, Musa geçti, Yunus için kefaretti, Yusuf tedbirliydi
Tarih sudur bir bakıma yoksulu bilmem ama yalvacın geçtiği
Bugün suya duyduğum iştah belki fuzuli su kasidesini yazdı diyedir sudan iş demeyip

Efsane sürüyor
O günden beri herkes övüyor suyu bense ona kişilik vaat ediyorum
Biçimleri alaşağ’ederek
Kuyu ki biçimiydi bekleyişin
Ve savaş
Bir kuyuda bekler gibi kadın, Yusuf’u
Evet o Yusuf başkası değil
Islaklık ne mübarektir ıslanarak harlanmak ateşli bir kadında
İbrahim’se ateşte serinlemiştir
Hep yanı başındadır su nebilerin
Ve o farkındadır herkesten fazla: boşunadır biçim

Yazgı ise değil, aşksa hiç, hayret edilmiyorsa suyun varoluşuna
-Burada durup şaire teşekkür edelim-
“Beni tanımıyorsun kim olduğumdan haberin yok” diyebilirim
“Yumruklarım da var benim” ama bir şen’iyyet ki suya söyledim

Aynı şeyiz ne desem “bütün dirileri sudan yarattık” der enbiya suresi
Koch’un eğrisi çektikçe uzayabilir ama Dicle daralır
“Can havliyle” der şair, biz bozmayalım, hepsi ama hepsi
Yıkarak duvarları boğarak canlıları gümrükte beklemeden
sırf akarak aklanmıştır
Kant’a sorarsan aklanmak imkânsız -Kant’a sormayalım
Düşünelim: kan sırf aktığı için temiz olabilir mi
Kan ve su, aleyhimdeki kanıtlar yeterince birikti mi -saldırabilirsin

Haydi!

Diğer Yazıları