i.
o gizli yumurtalar
şebekeni kuruyor sinemde
huriler neden benden daha dindar
işte böyle sordum kendime damında.
belki ne zaman içimde bir salkım
üzüm bulsam şarap sıkıyorum diyedir.
susmak gülünü çitleyip macunlayıp yutunca
kaburgalarım arasından reyhan fışkıracak.
mescidin ansızın deniz koktuğunda
semavat kolonyası tütecek bıyığımdan.
beni cebine sok bembeyaz çıkar
at kuma beni ejderhaya dönüştür
yabancın değilim beni ikiye yar
hayırlı tarafı al kendine.
eski kafamı kopar yabancın değilim.
yerine bir ateş topu kuba hurmalıklarında.
iki kaşım arasında miras haniflik.
senin ağacını izlemeliydik.
ii.
canımı çitliyorum dişlerim âresinde
gözümün önünde resmin memnunum
ben ölürken buluşalım çok korkuyorum razıyım
çıtır çıtır aroması yayılsın kafamın ağzıma
sonra yeni yok eli senin elinde
perdeyi sıyır götür elin elinde
verdiğin fincanda evren mırrası
kevn dökülüyor dilimi oynattıkça
her şey değişti gün girdapları
kalbim evrene doğru patlıyor arşa doğru
tütünü azaltınca bana sekir mi verdiler
hangi harfi görse muhammed okuyor gözüm
iii.
gökkubbenin altında yalnızım nerdesin
seylan takla oldu üstüme yalnızım
sehpa devriliyormuş gibi bir korku
olağanüstü şeyler arasında umut ve suzluk
şurada biraz takılıp öleceğim
videoların hiç ölmemesi gibi
hâlâ hûda muzaffer efendi
son nefeste bir esma-yı sadrımız olur mu
iv.
akıl somnat'ını aşk mahmud'u aldı
mahabbet mehemmed'i çaldı yere
dünya vü masiyet sitanbulcuğunu
leşker çıkardın yağma ettin
her gün üsküdar'dan topkapı'ya
dumanlar taşıyan şu kafacağzımı
şu ay gibi ya rabbi, şu ay gibi.
çarkın atılmış paslı yağ damlasıyım
ne halkaya girmişim, ne dönebilirim geri
anca sidi ahmed'e zayıf atıflar, ve suzluk
hasan çelebi, kasım baba, sonra suzluk
bulut koşuyor ya rabbi, çamaşırım birikik
büyüyorduk her şey yeniydi ölmedik
acemiliğimi attım kira canımı sıkmıyor
derken hemen geçiverdi gençliğim
üsküdar boşaldı adamın gidince
bir güneş tüm göğü doldurur netekim
tasmasız kalınca başıboş biz de tabii.
sol mememi delip çıkan bir mızrak
dünyanın her tarafında bir kadir olur gibi olsam
v.
nurlu nurlu elemanlar hep adamların
şaşıyorum güzelliklerine koca koca herifler
yahya efendi’ye tırmanıyordum biri
biri sigaramı aldı içeceğinden değil
bastı uçtu gitti herkes, ben böyle kaldırımda.
her şeyden içime bir şeyler damlıyor
neyi nedir bunun bu nedir iç bilmem
herkes vardı, ben yanlış kabı doldurub.
karşıdan karşıya bu köpekle nasıl geçeceğim
müncezip zerrenim güneşe yol bilmem çekilirim
vi.
yol bilmem, sevdiğimleri sana vermek aklettim
deniz amber ege rebab yün gazel kahve geyik mesela
porselen safir gözyaşı aşk ve bölünmüş uykular
şu gök cebine sığar senin, bir şahin nedir
sabah oluyorca ıslığıyla konsun omzuna ko.
rabbimden kendime süleyman istedim
mememin altında bir et beni portakal kadar
yemeklerden sonra adını yiyorum hapur
topkapı'da bir rüzgar fısıltılı ve ansızın
ansızın sincap gibi geriniyor kalbim kafesinde.
alnımdan öpse biri de çok heyecanlansam
1994’te İstanbul, Fatih’te doğdu. Samiha Ayverdi Anadolu Lisesi’ni bitirdikten sonra 2012-2017 yılları arasında Kadir Has Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde Reklamcılık okudu. Hâlen İstanbul Üniversitesi’nde Amerikan Kültürü ve Edebiyatı tahsil etmektedir.Uzun yıllar çeşitli konvansiyonel ve yeni medya kuruluşlarında altyazı ve dublaj çevirmeni olarak çalıştıktan sonra kitap çevirmeye başladı. Birçok çevirisi arasında Hazar Sözlüğü (Milorad Paviç), Klasik Osmanlıca manzum aslından nesren günümüz Türkçesine aktardığı Yusuf ile Züleyha (Taşlıcalı Yahya), İngilizce asıllarından tercüme ettiği Karanlığın Yüreği (Joseph Conrad), Kvaidan (Lafcadio Hearn), Ludwig Wittgenstein (Edward Kanterian) ve Hemingway İtalya’da (Richard Owen) da bulunmaktadır. Romancı da olan Daniş’in biri ödüllü olmak üzere Serçelerin Ölümü ve Yeryüzü Blues adlı iki romanı vardır.