tebeşirle çizilen deveye karatahta gurbet
incecik battaniye çöl ve yatılılık urgan eve
zulada cigara tel örgülere peşkeş çekilen acı
peş peşe on bir nefes yıldızlar safralı yastıkta
karakışa tabir edilemez düş buğday tarlaları
üşümek yakışıklı bir kul bağırır koğuşundan
madam bovary elimin altında ey sofu baba!
aşk serumlu kızlara dağılan tespih taneleri mi
her parasız ranzalarda kaç kez boğulur gece
kıssa iptir bu dolapta yırtık bir gömlek okul
zil! senelerdir yedi kıtlık çaylar hep aynı ellerde
hocam! buralardan hiç kervan geçmeyecek mi
mağfiret çullara sarınmak güllere oturmak değil
oğlum! nereliydin sen hani kardeşlerin baban ne
türkçe beş din beş yani bütün derslerin pekiyi