
1.
Senin için yaptığım
Hiçbir şeyden pişman değilim Türkiye.
Senin için yattığım hastaneden
Görüntülerden ve seslerden ve sanrılardan
Pişman değilim.
Kırılan kemiklerimden
Topuklarıma batan dikenlerden
Ve hiç pişman değilim
Beynime yediğim elektrikten.
2.
İnsan iş güç sahibi olunca
Ve evlenince artık
Koynuna girince
Patronunun ve karısının
Seni daha çok seviyor Türkiye
Ve daha çok öfkeleniyor sana
Nevri dönüyor
Ayranı kabarıyor
Haritası şaşıyor.
3.
Ahmet Hamdi yok
Mehmet Kaplan yok
Dergâh yok.
Yeni yavşak liberaller yok
Aydınlar yok, entelektüeller yok
Münevverler yok.
Bir sen varsın işte bir de ben.
Hastane bahçesinde
Bağcıklarım ve kalemlerim
Elimden alınmış
Güvenlik görevlisinin gözetiminde
Adımlarken
Kavak ağaçlarının arasında
Bir sen varsın işte bir de ben.
Patronun odasından çıkarken
Son dakkaya basarken
Son revizeyi verirken
Bir sen varsın işte bir de ben.
4.
Yaşıtlarım sokak ortasında
Vurulurken ve dağlarda
Bir kez olsun çekmedim kafayı
Esrar bilmedim
Bıyık burmadım kaldırımlarda.
Şamata demedim
Curcuna demedim
Tutturmadım
Sivil ve karaşın diye
Atam özüm bir saydım
Cümhuriyet ile Osmanoğlu’nu.
Sözünü ikilettim doktorumun
Senin için okudum okudumsa bunca adamı
Küçükömer'e ve Kemal Tahir'e ve Ece Ayhan'a
Senin için katlandım katlandımsa.
Defterini dürdüm, kalemini kestim, tortop ettim
Senin için Baba İlyas ile Pir Sultan’ın.
Adımlarımın sahibi sensin – pişman değilim.
5.
Töbe ki kararıp
Yas bağlamadım Türkiye.
İsyan etmedim devr-i zamana.
Kendimi, kendim için yakmadım.
Alınyazım bildim şiiri
Ali'den ve Zülfikar’dan
Miras bildim alınyazıma.
Bahsetmedim bile
Ortodoks Oğlanlar Korosu’ndan
Oda Müziğinden ve Orta Doğu Kantatlarından.
“Hümanist Fikret’in
Hristiyan oğlu Haluk”tan bile bahsetmedim
Bahsetmiyorum Türkiye.
Kendi kendime konuşuyorum – geçiyor.
Oy veriyorum – geçiyor
İnsan bazen
Kendini değerli bile hissediyor karşında – geçiyor.
6.
Senin hiçbir zaman
Melek olmayacağını biliyorum Türkiye.
Hiçbir zaman melekleşmeyeceksin – melekleşme.
Ama gene de
Bir parça irade
Ve bolca umuttan yaratıldık Türkiye.
Namık Kemal’den ve Akif’ten ve Nazım’dan
Yaratıldık Türkiye…
KUTSAL KORO:
Kutsal! Kutsal! Kutsal! Kutsal! Kutsal! Kutsal!
Kutsal! Kutsal! Kutsal! Kutsal! Kutsal!
Kutsal! Kutsal! Kutsal! Kutsal!
Türkiye kutsaldır! Türkiye’nin Ruhu kutsal!
Tanzimat kutsal Meşrutiyet kutsal
Birinci Meclis kutsal Birinci Cumhuriyet Kutsal.
Servet-i Fünun kutsal Fecr-i Ati kutsal
Beş Hececiler kutsal Yedi Meş’ale kutsal.
Yahya Kemal ve Haşim kutsal
Faruk Nafiz ve Orhan Veli kutsal
Karakoç ve Cemal Süreya kutsal
Attilâ İlhan ve Ahmet Oktay kutsal
Zarifoğlu ve Arap komiserin oğlu kutsal
...................................................
Hepsi kutsaldır her şey kutsal.
Mavi Anadolucular değil ama
Azra Erhat değil Melih Cevdet değil
Hasan Âli değil Ataç değil
Türk-Yunan Dostluk Akşamları değil
Tercüme Bürosu ve Açık Toplum değil.
Sıfır ironi! İroni yok burda
Çaldım diye malını
Hak verecek değilim ya
Ayyaş Yahudi bir Amerikalıya.
Hem Yahudiler
Öyle insanlardır ki Yahudiler
Adımlarını
Ağır aksak adımlayalım isterler
İsterler hepimizin.
Kırılmazlar Yahudiler.
7.
Gerçekten iyiliğimizi istiyorsun
Biliyorum Türkiye.
Harbetmek istiyorsan et
Masaya oturacaksan otur.
Sen de biliyorsun
Ellerimizi ensede bağlayıp
Önüne düşmeyeceğiz onların.
Yüz yıl önce düşmedik – biliyorsun
Yuvamızı kendi ellerimizle
Ateşe verdik de
Yar etmedik ite çakala.
Tutup da kollarından biz kaldırdık seni
Bunu da biliyorsun Türkiye
Dizlerine üfledik
Saçlarını taradık
Su çarptık yüzüne – biliyorsun.
8.
Bu işin şakası yok tarihi var Türkiye
Sosyolojisi var, ekonomisi var, şiiri var.
Kimmiş demedim hiç Türkiye
Zihnimi hep bir şekilde bir yolunu bulup da
Bölük pörçük eden kimmiş.
Yalnız sana koştum Türkiye
Atalarımın şiire taptım
Şovenist takıldım
Hamaset yaptım.
Sanat arzusu’nu ve yazın’ı ve Dil’i
Senin için pul eyledim
Kaçtı masamdan
Bir zamanlar ağzıma bakan şuara.
Kendi kuyuma
Kendi kemiklerimi
Kendim yetiştirdim.
Yalnız buna izin verdin
Türkiye.
9.
Senin için şimdi
Bir hiç bile değilim Türkiye.
Eray Sarıçam. 1993 Gebze doğumlu. İlk,
orta ve lise öğrenimini Gebze’de, üniversite öğrenimini Aydın Adnan Menderes
Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünde, yüksek lisansını aynı
üniversitenin Yeni Türk Edebiyatı Anabilim Dalında tamamladı. Şiir ve yazıları Hece, İtibar, Muhit, Şiir Versus, Fayrap, Aşkar, Kaygusuz, Mahalle Mektebi, Söğüt, BirNokta,
Karabatak, Yumuşak G, Kuruluş, Merkezkaç ve Koza Düşünce dergileri ile KitapKriter ve Eleştiri Haber sitelerinde yayımlandı.
Kanon 2010’un ilk iki sayısının
yönetiminde bulundu. Şu sıralar, Budak dergisinin editörlüğünü yürütüyor. Yayımlanmış eserleri Şiir: Yüzüm Şimdi Cumhuriyet (Ebabil Yayınları, 2017), Ömrüm Yettiğince Savaş (Ebabil
Yayınları, 2019)
Araştırma: Şiirin Soğuk Demircisi Arif Damar (Ebabil Yayınları, 2019)