Menu
Ahıska’dan Maraş’a Bu Ne Biçim Maraş
Şiir • Ahıska’dan Maraş’a Bu Ne Biçim Maraş

Ahıska’dan Maraş’a Bu Ne Biçim Maraş


Neydi o kitabın adı – söyleyiver

Devler cüceler alan açmışlardı hani

Fırsat tanımışlardı sarı bi kurda. 

Tüm atasözlerini parçalamıştık birlikte. 

Gül diyerek hani 

Tenini koymuştun kitabın arasına 

Allah kadar biliyorum 

Tenini koymuştun kitabın arasına. 

Bir ağaç dikmiştik hani 

Allah’ın ve genetiğin mucizesini

Parçalamıştık gölgesinde. 

Boynuna bir şakayık vurmuştuk da senin

Kovmuştuk zağarları uyuz sürüyü kovmuştuk

Dünyaya bir yük vagonunda açmıştık gözlerimizi

Çığırından çıkmış kuşlara değil

Meydana karşı meydanı terk eden 

Atlara heveslenmiştik

Sıratsızlık’a, Hançer Darbesi’ne, En Erken Gelen’e

Göçer rüzgârlarına heveslenmiştik hani 

Oltu’nun ıssızına 

Ki başlı başına bir sürgündür Oltu.


1.

Maraş depremini düşünmüştük hani  

Ki taptaze bir sürgündür Maraş.

Yardım olarak Batı'dan 

Gönderilmiş bikiniyi düşünmüştük  

Bir kutu makyaj setini

Sarı kola isteyen Antepli kızı 

Hani göçük altından çıkarılmıştı da

Ağlayıvermişti bütün spikerler

Aynı anda. 

Hayatı saraylar yerine 

Enkazlara yazılmış

Bir kızın isyanı böyledir

O genç kız şimdi taze bir evlilik gibi

Yakasında taşıyor beyaz uykusuzluğu.


2. 

55 saat avucunda 

Kuş saklayan çocuğu 

Görmüştük hani. 

Kendi ellerimle

Girmiştim son dakikayı. 

Sen de görmüştün

Değil mi Allah’ım

Yani gerçekten 

Görmüştün değil mi

Bir ilkokul bahçesinde görür gibi

55 saat avucunda

Kuş saklayan çocuğu.

Yemyeşil sıra örtüsünü 

Çekiştireceği yaşta

Ölümü kuşatıyor şimdi onun yüzü.

Derinliği kuşatıyor yani 

Kemkümsüz hayatı kuşatıyor. 




3.

Balonlar için ağlamıştık hani

Enkazlar üzerinden

Gökyüzüne değil de

Allah'a yükseliyorlardı.

Dedikleri gibi ve

Dedikleri kadar

Somut bir Allah’a 

Yükseliyorlardı. 

Bir an olsun 

Unutturuyorlardı hani

Yüz yıl sonra geçen 

Ezansız ilk öğleyi. 

Gâvura muhtaç halimizi bile

Unutturuyorlardı hani. 

Allah’ım gerçekten 

Çocukluk günlerinizde mi...


4.

Hani uyandığında sabah

Aklına sevgilin değil de

Trabzon Caddesi gelmişti.

Rıdvan’la Samed gelmişti

Güven’le Raşit gelmişti

Nasıl küfretmişti ama 

Biçimcilerin anasına

Ömer Abi.


Öyle bir sabah yaşanmıştı hani

Dile gelmişti de

Küfrü basmıştı Maraş.

Artık kuytuda açan bir çiçektir Maraş. 

Tülbenttir, mavi. Kedidir, kül

Devlettir - Hep nasılsa

Geç açan bir zakkum. 


5.

Allah’ım sen çocukların da...


Değil mi?



*Bu şiir ilk olarak, Karabatak dergisinin, 68. Sayısında yayımlanmıştır…


ERAY
ERAY SARIÇAM ERAY SARIÇAM

Şair ve Yazar

Eray Sarıçam. 1993 Gebze doğumlu. İlk, orta ve lise öğrenimini Gebze’de, üniversite öğrenimini Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünde, yüksek lisansını aynı üniversitenin Yeni Türk Edebiyatı Anabilim Dalında tamamladı. Şiir ve yazıları Hece, İtibar, Muhit, Şiir Versus, Fayrap, Aşkar, Kaygusuz, Mahalle Mektebi, Söğüt, BirNokta, Karabatak, Yumuşak G, Kuruluş, Merkezkaç ve Koza Düşünce dergileri ile KitapKriter ve Eleştiri Haber sitelerinde yayımlandı. Kanon 2010’un ilk iki sayısının yönetiminde bulundu. Şu sıralar, Budak dergisinin editörlüğünü yürütüyor.    Yayımlanmış eserleri  Şiir: Yüzüm Şimdi Cumhuriyet (Ebabil Yayınları, 2017), Ömrüm Yettiğince Savaş (Ebabil Yayınları, 2019) 
Araştırma: Şiirin Soğuk Demircisi Arif Damar (Ebabil Yayınları, 2019) 

Daha fazla görüntüle
Diğer Yazıları