Menu
KANAMALI BİR MENEKŞE İÇİN SON ÇAĞRI
Şiir • KANAMALI BİR MENEKŞE İÇİN SON ÇAĞRI

KANAMALI BİR MENEKŞE İÇİN SON ÇAĞRI

neden aklımıza gelmez hiç

nasıl rahat eder bir menekşe

pahalıya mal olacak bu umursamazlık

hesabı, ben böyleyim işte demekle ödenmeyecek

 

ıssız, ıpıssız gecelerde ağlayarak

büyütmeyi düşünmüştünüz siz onları

ayağına taş bağlı huzur gelmeyince

balkon demiri eğilir ansızın öperdik yeri

 

sadece akşam değil bütün vakitler

yoğun bir şekilde şaşırdı yolunu

bir gençlik hatası iki de bir

hastaneye giderken niye tutsun kolunu

 

denize nazır villalar hayal ederdiniz aşk dolu

ama doğrulanması imkansız ilkel

duygular taşıdığınız o geceler boyu

onlarsız ve inadına bir menekşeyi kanatırsınız

 

sen şimdi kalbinin taşrasına

çayır çimen taşırsın kamyonlarla

bense bir aykırı adamım

konuşunca çok demli konuşurum

 

sen öyle genç, öyle gençsin ki

sular nasıl akar, nasıl durulur bilemezsin

balkona çık ben ordan da konuşurum

 

ne ikindi serinliği kaldı hayatın

ne vaktinde açmayı bilen çiçekler

böcekler unuttu mektupları postalamayı

neyin nesiydi bu kiraz ağacına özenmeler

 

bak orda bir masa var üstünde sürahi

iki de bardak var yanında gördün mü

görmedin evet, evet sen onları da göremezsin

zamanın uzayıp gittiğini sandığın bu yerde

 

evet biliyorum o öyle biri değil diyeceksin

yakında kıravat takacak diye bekle hele

sen onun sahibi değilsin adına aldanma

ormandaki tek ağaç o değil, bileceksin

 

oturup ağlıyoruz akşama kadar

kısacık bir an buluşuruz avuntusuyla

hayatımıza yön veriyor türküler şarkılar

omzunda ağlanacak adam kıtlığında

 

sana demiştim bana şiir de yazdırırsın diye

ama önce elini ayağından ayırt et

sonra da kanamayı menekşeye bırak

gerçekte giremez, yerini değiştiremezsin bir kalbin

 

mazi kalbinde uğulduyor şimdi

sen yeni yıkanmış bir aysın denizde

aslında topladıkça kendini dağıtan

bir ortaçağ direngeçliği seninki

 

üryan masalarda sürahiler isyan dolu

ağzına kadar çiçekler ve kelimelerden

günahsız diye açılan kolların hangisi

belli değil kim yıldız kim leblebi tozu

 

bilirim içinde hep bir mayıs tutkusu

ve ellerinde camları kırık bir gözlük

hüzünden başka bir şeyin yakışmadığı

ayaklarının tam dibinde ölüm korkusu

 

sabah güneşi idi gülüşü

kalbime sığınan kuş dalımı kırdı dün

inan ay görse kıskanırdı yüzünü

yarın diye bir şey yok o bir yabancı şimdi

 

ağlamak için başka yer arama dizlerim de 

unutma omuzlarım da hep burada

ölülerle uzun konuşulmaz dön mezarına haydi

KADİR

1961 Amasya – Taşova doğumlu.  Evli 6 çocuk babası.Kızılırmak, Martı, Muştu, Edebi Pankart, Aylık Dergi, İzdiham, Yedi İklim, Türk Edebiyatı, Aydos, Dil ve Edebiyat, Mahur Beste ile Birnokta, Karayılkı gibi dergilerde yazdı. Eğitimci olan şairin Fena Halde İyiyim ve Siyah Kuğu adlı iki şiir kitabı bulunmaktadır.

Daha fazla görüntüle
Diğer Yazıları