Menu
HIRA'MI ÖZLÜYORUM
Şiir • HIRA'MI ÖZLÜYORUM

HIRA'MI ÖZLÜYORUM

Hıra’yı özlemek nedir bilir misiniz?
İnmek
Yüreğinizin en derinliklerine ve
Koparmak perdeleri...
Koparmak
Dünyanın zincirlerini bukağılarını...
Uçmak
Kuşlar gibi...
Yükselmek
Miraca ulaşıncaya dek...
İnmek
Gönlünün en kuytu köşelerine ve
Dinlemek
Hem yüreğinin sesini,
Vücudunun zikrini,
Hem kâinatı
Hem de o ilahi koroya katılarak
Zikretmek yüce yaratıcıyı
Sonra da
“Lebbeyk!”
“Buyur Allah’ım, buyur” diyebilmek
Kaynıyorsa yüreğinde bir ateş
Duyuyorsan yüreğinde koca bir sızı
Anla ki gönlüm bu aşktır!..
Bilinmezlik içinde
Acaba aşar mı menzilleri
Hıra’mı özlüyorum
Bir Peygamber’in ben idrakini hissedebilmeyi,
Arınıp saflaşmayı,
Bembeyaz sayfalar gibi...
Arınmayı masivanın kirlerinden
Ve arımmış olan o gönlü Allah’ a sunabilmeyi...
Sonra da Lebbeyk! ..
Buyur Allah’ım buyur!
Senin için temizledim bu gönül evimi.
Bak kalmadı, dünyanın lezzetlerinden bir şey
Gel konuk ol gönül evime diyebilmeyi...
Konuk oluncaya kadar
Kapanmayı secdelere...
Kapanmayı secdelere....
Sen razı oluncaya dek!..
Gönül kazanı kaynarken
İnsan nasıl da yanarmış!
Bir Zekeriya eyle ki bizi
Meryem’ini sulayan!..
Bir Hanne eyle ki bizi,
Meryem’ini adayan...
Bir Meryem eyle ki bizi,
İsalar doğuran, sadakay-ı cariyeler bırakan...
Bir Hanne eyle ki bizi
Mevlaya adağını sunabilen!..
Ve diyebilen eyle bizi bir Hanne gibi
“Rabbim ondan kendim için
En ufak bir şeyi dahi bırakmak istemiyorum
Çünkü o bir adak!..”
Bir Meryem kıl ki bizi,
“Rabbim varlığım
Senin varlığına armağan olsun” diyebilen!
Ve bir Meryem gibi adak olabilen!..
Bir Süveyda kıl ki bizi,
Varlığım yok ki hepsi senindir diyebilen!..
Ve dahi acz-i fakriyet içre kulluk sırrına erebilen!..
Bir bahçevan kıl ki bizi Zekeriya misali
Meryemlerini/çiçeklerini sulayabilen!..
İşlet bizden O’nun sırrını,
Damıt onları...Saflaştır!..
Yaradılıştaki safiyetine dönüştür ve
Istıfa kıl, Mustafa kıl!..
Hırayı Özlemek nedir bilir misiniz?
İmrenebilmek
Hanne’ ye, Meryem’e,
Hacer’ e ve Asiye’ ye...
Bazen, teslimiyeti bulabilmek
Hacer’in Say’inde!..
Ve dolaşabilmek
Gönlünün Safa ve Mervelerinde!..
Ve sonra kavuşabilmek zemzemine!..
Hem o zemzemden susuzluğunu giderip
Kanabilmek suya...
Hem İsmail’ini,
Hem Meryem’lerini sulayabilmek!..
Ah! Hıramı özlüyorum!..
İşitebilmeyi diliyorum bir Musa gibi
Rabbin kelamını,
Ve kayıtsız ve şartsız ona ittibayı...
Resul’ünün ayak izlerini takip edebilmeyi...
İzinin tozu olmayı ve
Ulaşabilmeyi
Mubarek ayak izlerinin vardığı menzile!..
Hey Dağlar!...
Yüreğimdeki Hıra!..
Nerdesin ey idrak! Ey dönüşüm?..
Neden dönüştürmüyor hayatlarımızı?
Yoksa Hıra’mızı kaybettik!
Onu mu arıyoruz?
Nerede yitirdik onu?
Bir gönül’e iki sevda sığar mı sandık hey?..
Sığmıyor yiğitler!
Sığmıyor işte!..
Yürüyünüz yüreklerinize...
Orada bir dağ var;
Adı: “ Hıra!..”
Bulabilirseniz ulaşacaksınız menzile
Bu yolculuk uzun olsa da...

SEVDA

1970 yılında Kırklareli'nin Pınarhisar İlçesi’nde doğdu. Lüleburgaz Kepirtepe Anadolu Öğretmen Lisesi’ni bitirdi. 1992 yılında Marmara Üniversitesi, Atatürk Eğitim Fakültesi Tarih Öğretmenliği Bölümü’nden mezun oldu. Yüksek Lisansını 2014 Yılı’nda Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, Türk Tarihi Ana Bilim Dalı, Yeniçağ Bilim Dalı’ndaki “Yüksek Lisans” Eğitimini “ 15/3 No.lu Dubrovnik Düveli Ecnebiye Defteri: (H.1057-1073/M.1647-1663) (İnceleme Metin) adlı teziyle tamamladı. Yazar SEVDA DIRAGA CANBAZ 1992 Yılı’ndan beri Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı olarak Tarih öğretmenliği görevini sürdürmenin yanı sıra İstanbul Üniversitesi Siyasal bilimler Fakültesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde okumaktadır.

Sahasındaki bilgi birikimini öğretmenlik tecrübesiyle de pekiştirme gayretindedir. Alan bilgisini, bu sahada yaptığı okuma ve araştırmalarla sürekli geliştirmiş ve canlı tutmuştur. Özellikle tarihî bilgilerin daha ilgi çekici, anlaşılır ve herkes tarafından okunabilir hâle getirilebilmesini ve İstanbul Kültür Bilincini gençlere aktarmayı kendisine amaç edinmekte ve bu konuda yazılar yazmakta olan yazar, bu yazılarını mekânla bütünleştirmek amacıyla kültür gezileri için yurt dışında yaklaşık 30’a yakın ülkeye geziler yapmıştır. Bu gezilerinde öncelikle Osmanlı Coğrafyasını dolaşmayı amaç edinerek bu birikimini yazılarına aktarma gayretindedir. 

Canbaz, mesleği gereği lise düzeyindeki gençlere tarihi ve bu yolla kültürümüzü öğretmek ve sevdirmek amacıyla “Bir Kardeşlik Ülkesi” isminde bir kitap telif etmiştir. Fütüvvet kültürünün ele alındığı bu eserden sonra ikinci kitabı “Hikâyelerle Deyimlerimiz” Damla Yayınları tarafından basılmıştır.

Farklı dergilerde yazıları olan Canbaz’ın, “Anton Çehov’un Kırk Dört Yılı” başlıklı makalesi ise Hece Öykü dergisinde yayınlanmış (İki Aylık Öykü Dergisi, (2006): 162-8) ve bu makale uluslararası bir yayın taramasında yer almıştır (MLA International Bibliography, Web. 14 Apr. 2010.)

Çeşitli dergilerde çıkan yazıları ve basılan “Bir Kardeşlik Ülkesi”, “Hikâyelerle Deyimlerimiz” adlı kitaplarıyla tanınan Sevda DIRAGA CANBAZ, öğretmenliğin yanı sıra teorik konuları, ilmî usullerle birleştirip edebi ve orijinal ürünler vermek amacıyla halen yazı çalışmalarının yanı sıra Uzman Tarih Öğretmeni olarak MEB’deki görevine devam etmektedir.

Daha fazla görüntüle