bir karahindibanın küçük sarı çiçeği
umudun sözünde soylu bir tohum taşırsın
toprak kokuyorsun sen
güneş, deniz ve bal kokuyorsun
güneşin anısı çiçeksin sen
senin gibi olmak
minicik gösterişsiz
tohumu uçuşta dinlenen
ağır başlı aşkınla
bu yeri
bu renkleri bırakıyorsun
sana verilen özgürlüğün
zamanı geldi
ayrılış rüzgârları
sessiz sessiz üflüyor
bu saat; senin saatin
nerede olsan yaşayabilirdin sen
şimdi güneş ışığında
yükseliyorsun
gülümseyerek
beyaz serinliğinle
ağırlıksız uzaklara
tomurcukların
ve kuşların arasında
yükseliyorsun
yükseliyorsun
yükseliyorsun
keskin dönüşlerde başın dönüyor
ve sonra
dağların kucağına
uçuyorsun
uçuyorsun
uçuyorsun
yeşilliklerde yüzüyorsun nefes nefese
kırılmamış gölgelikler altında
günlük yol alıyorsun
ansızın boşlukta sallanıyor
esintiyle sürükleniyor
yalpalıyorsun
ağır ayazda
acımasız zamanda
tartarak geçiyorsun
en sessiz eşsiz kırları
sarsılmadan gidiyorsun
uçurumlar arasında
özlem dalgalarıyla
hayallerin tohum kabuğunu ağırlaştırdı bile
tohumlarının üzerinde bir ışık doğurgan
son teslimiyete
başka toprakları ekmeye hazır
ana toprağa doğru durak
şeffaf kanatlarla iniyorsun dinlenme ocağına
güneşe yeniden alışıyor gözlerin
besleniyorsun doyasıya
şimdi yağmuru seversin
beklersin
Hacettepe Üniversitesi Almanca Biyoloji Öğretmenliği’nden mezun oldu. Aynı üniversitenin Fen Fakültesi Sistematik Zooloji Bölümü’nde yüksek lisans yaptı. TÜBİTAK Deniz Bilimleri Çevre Araştırma Grubu’nun projelerinde araştırmacı olarak çalıştı. Şiirleri halen Edebi Kültür Dergisi sitesinde yayınlanmakta.