bismihi teala
...03 ekim 1428 salı/ist...
öfke: ateş.
ateş, odunun içinde (saklı).
eğer odun isen, bir kıvılcımda öfke ateşinde yanmağa başlarsın,ve amma, odun(luğ)un bitip kül haline gelmesi ile, sönüp (yiyana, zayiliğe, kayıplığa) gidersin.
bak bakalım, kumaşın odundan mı, nurdan mı?
ne kadar odun isen, o kadar öfke peşindesin.
ateşi ancak nur yutar (asa-i musa aleyhisselam gibi), odun parlatır.
eğer odun isen, bir kıvılcımda öfke ateşinde yanmağa başlarsın,ve amma, odun(luğ)un bitip kül haline gelmesi ile, sönüp (yiyana, zayiliğe, kayıplığa) gidersin.
bak bakalım, kumaşın odundan mı, nurdan mı?
ne kadar odun isen, o kadar öfke peşindesin.
ateşi ancak nur yutar (asa-i musa aleyhisselam gibi), odun parlatır.
“kâzımu’l-gayz” (öfkesini yutan, öfkesine uymayan) asa-i musa aleyhisselam gibidir, dense, yanlış değil. öfke, gerçekden, insanın aklını başından alan/uçuran/yakan şeytani/cehennemi bir sihir gibi. ancak, allah’ın yardımı ile kurtulunabilir; ki, aklına geldikçe, öfkeden yana allah’ın yardımını rica etmekle olabilir. eğer bu sayede öfkeni yutabilirsen, allah’ın gazabının şiddetinden biraz umutvar olabilirsin...
isa aleyhisselam devrinde yaşayan aklını kullanıcıya, peygamberin cevabı bu: «tahammülü en imkansız şey nedir? Allah’ın öfkesidir. bundan kurtuluşun yolu var mıdır? vardır. nedir? öfkelendiğinde öfkeni yutman, öfkenin emrine uymaman.»
bu, etme-bulma dünyası, deyiminin de teyidi gibi.
...
öfkenin kıçından ayrılmadıkça, ömür boyu (bu) böceklere hesap vermek zorunda kalırsın.
...
osmanlı’nın niye dağılıp çöktüğünü okuyup öğrendin işte. bir zaviyesi de: kardeşini ve şehzadesini feda ettiği suyun başını ahmak kaz ve tasmalı çakallara bırakmak. oysa, o kaz ve çakalların vakit geçirmeden (atı alan üsküdar’ı geçmeden) sür’atle tepelenmesi gerekirdi. suyun başı bulanmasın diye kendi kardeşini, hatta kundaktaki bebeleri katledebilen osmanlı’nın basireti bağlandı; kendilerine salya-sümük yanaşıp yılışan tasmalı cellatlarını (tanıyıp) tepeleyemedi. (allah bilir) tabii ki vaad-i ilahi: alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste: insanlar soyup soğana çevirkilir, aç-biilaç bırakılırken, o (medenilik/zarafet adına) pet öğünülen, nostaljisiyle diye kırım-kırım kırıtılan boğaziçi ve sadabad bezm-i âlemlerinin hesabı verilmeyecek mi idi?!
mazlumun ahı gökleri tiretmişse, o göklerin öfkesinden yerin dibine geçmeyecek şey (devlet, iktidar, holding, akıl, fikir..) yokdur.
...17 ekim 1428 cıharşanba/ist...
kendinden menkul (bir değer taşıyıcı) olmalısın ki, hür olasın.
kendinden menkul olmalısın ki, fakir olabilesin. çünki fakir: malı olmayan ve mal olmayan (kimsenin malı ve malı. mala ve kimseye bağımlı bulunmayan. doğrudan allah’a bağlı ve bağımlı).
(aklınızdan geçene sefil denir.)
...
topçular’a yürür iken, kedilere mama veren bir yaşlıca kadına rastladım. kediler verilenleri kapmak için tatlı-sert kapışıp bağırışırken, kadın da bu cıyaklama orkestrasına katılıp onları azarlıyor. çocuklarını azarlayan anne gibi. kendi kendime demeden duramadım: kadın milleti(nden bazısı) tırıldanmadan duramayor; bir şey bulamaz ise kedilere tırıldanayor. (bu gibilere karşı) erkeklerin tek şansı, uzaktan kumandalı, hatta otomatik, kulak içi tıkaç.