seneler ve senelerdir beni yayık gibi omusunda sallaya sallaya taşıyorsun, da, ne oluyor?!
akıllı ol akıllı, a kıllı akıllı, aklını başına al!
içimdeki kitablar, dergi ve kazteler okunmadan, kağıt parçaları yazılmadan, kalemler yazmadan ayran oldu –yazmakdan değil, yazmamakdan! sen hâlâ adam olup, ayran kabartmakdan, ayranının köpüğü ile öğünmekden, aklını kullanıb yağ pazarlamasını akledemedin, yağcılığa başlayamadın.
oysa istanbuldasın!.. ve yağcılık sektörünün pek uzağında sayılmazsın, bedenen; ve bunu yağ bezirganlığına maklub edemiyorsun. /bu beden değil akıl ve gönül işi mi?.. ulan akıllı ol be.. akıllı ol oolum!!!
faide sağlamak, bunun mütevellidliği için, sağlamak fiilini gerçekleştirmen, iş halinde zuhura taşıman gerekir.
iş, etmek-eylemenin çocuğu, vechesi.
iş: güç-kuvvet sarfiyatı ile doğuyor, doğurtuluyor. bak ki, parmaklarının taş-tuğla-odun parçasından ne farkı var? şunun için yok: bunlar da, parmakların gibi, bir enerji tazyiki, kuvvet zorlaması, ya’ni güç iteklemesi bulunmaksızın yerinden kımıldamayanlar(dan). hareketsiz: cemad. (korkma, cemaad da diyebilirsin.)
eğer güç-kuvvet yoksa iş doğurtulamayacağından, yoklukdan, görünmezlikden, gaybubetden kurtulamaz(sın ve iş).
gücün-kuvvetin kaynağı