Menu
PENCEREDENİZLER 28
Haberler • PENCEREDENİZLER 28

PENCEREDENİZLER 28

bismihi teala

...19 eylül 1428 salı/ist...

otobüsde alparslan kitabını bitirdim.

a.b.ş, koca alparslan’ı başarısız ve a’cemî bir âşığa ve bir oymak başbuğuna ve şarabları-kımızları da şuruba/şerbete indirgeyip, yalınkat bir anlatı çiziktirmiş. roman diyojen’i harpden hemen sonra kabul edemediği hadisesine de hiç değin(e)memiş. belki bilmiyordu. hani lise tarih kitabları vardı ya, oktay’ın (ırkçı ve faşist resmi tarih), onun romancıklık için cılkının çıkarıldığını hayal edin. işte böyle laubali, şanlı tarih bezi altında laubali bir anlatı. böyle ulusal bilinç olmaz, olsa olsa sizin sülale-bizim sülalele’cilik (sizinmezarlık-bizimmezarlık) olur. pespaye bir anlatı.

timur kutabına başladım. sivaslı bir yazar kaleme almış. ancak, “anlı-şanlı ve adaletli büyük türk cihangiri timur” ile karşılaşınca biraz bocaladım. sivaslı yazar bir sürpriz mi hazırlıyor, göreceğiz...

...

başıma nahoş bir halt gelmesin diye hikayevikaye’nin yularını bırakmamak adına handmade çoğaltımına sığındım. ancak, sonra tedbirde gevşeklik (şeklik) etdim ve korktuğum başıma geldi. demek: kaza geliyorum, deyince, akıl tutulurgöz/görüş (basiret) kararır ve tedbir kâr etmez imiş...

...

kahvehanecilerin (kahvehanedeki günlük) hayatı hayli ilginç olmalı; gün boyu kimbilir ne kadar tuhaf hadise ve ve kişilerle, laflarla karşılaşıyorlar... (öykü ve ya roman yazmak isteyen (bir süre de olsa) kahvehanecilik (çıraklık ve ya sahiblik) etse, herhalde faideden hali olmaz...

...

...23 eylül 1492 cumaertesi/ist...

sivaslı bir yazarın kaleme aldığı timur kitabının nihayetine kadar, timur, büyük cengaver, adil devlet adamı, iflah olmaz âşik ve güzelliğe sevdalı beğeni sahibi bir san’atkâr ve delhi kuşatmasında yüzbin çoluk-çocuk, genç-ihtiyarı kestirten savaş dehası, eline su dökülmez bir kahraman, tarihin en büyük filozofu (hakimi)...

sivaslı yazarın bu tasviri sürprizle neticelenmedi, bunları sonuna kadar savundu ve heykelini bütün dünyanın meydanlarına dikti...

çantamdaki her iki kitabı (alparslan ve timur), yeraltı edebiyatı diye isimlenderilen edebsiz ve iğrenç üç yüzkarası ve insanlık (akıl ve iz’an) düşmanı üç pislik roman ile caddenin bir köşesindeki çöp konteynırına atdım.

...25 eylül 1428 pazarertesi/ist...

«aşk da’vâ, cefâ şahiddir. şahidsiz dava düşer.» (mesnevi-i şerif şerhi, konuk, 6/3996)

yazmak (te’lif ve inşad) da’vâ, okumak şahiddir. okumasız yazmak düşükdür.

ya okuduğunu anlamasız yazmak?!

...

süheyli’nin, duyulmadık hikayeler adıyle büyüyenay yayımlarından çıkan kitabının 261’nci sahifesinde bir beyt:

«kime şikayet eyleyeyim bu cefayı ben

kendi elimle başıma aldım belayı ben»

dedim ki:

« kime şikayet eyleyeyim bu cefayı ben»

kendi elimle sardım başıma belayı ben

...

yazmak ile düşman arayıcılık etme.

yazı okunun ucu sûretlere değil cevhere (ham/maddeye) dönük olsun, yeter.

yine de (her şeyin rağmına) düşman tutmak ister isen, tutabileceğin, yenip, üstesinden gelip tutsak edebileceğin, buna gücünün yeteceği düşman seç.

yazıda nefsin sihri hükümfermalık etmemeli; bilakis, kaynasa bile, aklın tenceresinde kaynamalı. (çünki, aklın tenceresinin altında –onu kaynatan– ateş değil, nur bulunur.)

nefsîyi, kokusundan ve hararetinden tanı; ve, ondan kaçabildiğin kadar kaç. eğer bunu becerebilir isen, yeryüzünde seni alt edip aldatacak, zarar uğratacak yokdur.

yazacak iken ve konuşacak iken ve bakacak iken ve harekete geçecek iken iki yere dikkat edip bak (ve görmeğe çalış): göğsünde hararet ve sıkışma varmı; kafanda (kafanın içinde, aklında) ve ensende kararma var mı? yani: bu her iki yerden, acele etmeni emreden (çirkin) çığlıklar yükseliyor mu?

su gibi yaz: görünmesin, ancak, kendini belli etsin (ateş söndürücülükde kendini eseriyle, tesiriyle belli etsin).