2. Meşrutiyet devri Türk Hikayesi, Batılı anlamda modern Türk hikayesinin ilk örneklerinin ortaya çıktığı evredir. Bundan Ahmet Mithat Efendi’den itibaren görülen Türk halk hikayesiyle batılı hikayeyi birleştiren ve bir gözü İstanbul sokaklarını aralayan tavrın; Servet-i Fünun hikayesinde olgunlaşan iç dünya ile sosyal çevre arasındaki münasebeti yakalayan tavırla birleşmesinin rolu büyüktür.
Bireyin önemsendiği ve sanatkar için merkez problem olarak ele alındığı bir süreçten, bireyin hiçe dönüştüğü harp atmosferine giren sanatkar bu anlamda bir bir şans yakalamıştır. 2. Meşrutiyet devri hikayesi, kalabalık içerisindeki bireyi ve küçük insanı az da olsa fark edecek, taşrada bir değirmenciye, İstanbul’un fakir arka sokaklarında yaşayan kimsesiz kadınlardan, İstanbul’a yeni gelmiş ve başı dönmüş bir ihtiyara kadar her kesimden birçok insana hikayede yer verilecektir.
1908-1918 yılları içerisinde yayımlanan Türk hikayesini tespite çalışırken, bu yollarda Osmanlı toprakları üzerinde yayımlanmış bey yüzü aşkın günlük, haftalık, onbeş günlük ve aylık süreli yayını tarayarak bunların 148’indeki hikaye türü içinde değerlendirilebilecek ürünleri doktora çalışması olarak seçen ve onu II. MEŞRUTİYET DÖNEMİ TÜRK HİKAYESİ (1908-1918) adıyla SELİS YAYINLARI arasından kitaplaştıran NESİME CEYHAN, Türk öykü tarihi için kıymetli bir bilgiler demetini edebiyat tarihçilerine, araştırmacılara ve ilgili okurlara sunmuş oldu.