«allah’a ve âhirete inanıp, allah’ın kendilerine verdiği malları onun yolunda harcasalardı, onlara afet mi gelirdi!» (nisa)
...
«ey yaban eşekleri, bu tarafda tuzaklar vardır. bu tarafda pusuda kan içiciler vardır»
“ey oyun tarafına koşan yaban eşekleri! bu oyunlar tarafında türlü türlü tuzaklar vardır ki, bunları yol üzerine nefis ve şeytan kurmuşdur. bu oyun tarafında pusuda saklanmış nefis ve şeytan vardır ki, sâlikin kanını içip onu helâk ederler.” (msnv. 5/150, b 514)
«oklar uçucu, yay gaybdan pinhândır. civânlık üzerine yüz ihtiyarlık oku erişir»
“havâdis okları zâhirdir, fakat o okların yayı âlem-i gaybdan olduğundan, gizlidir. nitekim gençlik üzerine yüz ihtiyarlık oku erişir. zîrâ gençlik hâdisât-ı kevniyyeden olduğu gibi, ihtiyarlık dahi bir hâdisedir.” ankaravi hazretleri eflâtun’dan naklen buyururlar ki: “felek yaydır ve havâdis oklardır ve hedef insandır ve atıcı ancak allah teâlâdır, binâenaleyh, kaçacak yer neresi?!” (msnv. 5/150, b 515)
/bunlar hikmet pınarları. okumamla akıp duruyor göz ü gönlümün (vü göz-i gönlümün) önünde. etrafa saçmak, paylaşmak istiyorum; ancak, bakınıyorum, bir çay kaşığı sığacak ağzı bulunan bir akıl
göremiyorum...
***
burnunun dibinde adaletsizlik ve zulmü göremeyip/yazamayıp, dünyaya nizamat vermeğe kalkışan (fetva makamı) köşe kadılarıyle dolu türkiya (stanbol) medyası...
yazdıkları kaztede, arz-ı endam eyledikleri televizyon ve lak-lak etdikleri radyoda aylarca maaş verilmemesi ve muvazzaflar arasındaki ücret adaletsizliği karşısında suskun ve köd kalan dilsiz şeyatin...
***
göz alabildiğine düz (başka bir yüksekliğin görülmediği) bir ovanın ortasındaki birkaç metrelik tepeciğe çıkan, kendini dünyanın zirvesinde zannedip böyle bir iddiada bulunma cehalet ve ahmaklığında bulunur... bugünki medyanın tamamı ve yazıp-çizen ve konuşanların ekserisi (şeyatin ve dostları tarafından böyle kurgulanıp istendiğinden) tam böyle. (bunlar hacı-hoca olsun, umreci-zümreci olsun) bunun böyleliği, utanmazlıklarından/utanamamazlıklarından (“din hayadır” : hayasızın dini olmaz) belli, besbelli...
...
çınar görmemişin çalıyı ağaç (yüksek) zannetmesi gibi, daha kalitelisini okumamış, karşılaşmışsa da, ahmaklığından, anlayamayor diye diye elinden bırakmış akıl ve iz’an sefilânına ne söyleyebilirsin...
evet, bu yaygın/baskın realiteye ne söyleyebilirsin...
(söylesen, söze zulmetmiş olursun. /hamakat ve zulum, yazı-turadır. biribirine yakışır köftehorlar. tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş. /içinde medya yemeği pişmiş...)
...
«bu böyledir»
(akp yaparsa: özelleştirme. yunanistan yaparsa: “sahibinden satılık ülke” /bu söz benden sadır olmadı. sahibini bulmak için herhangi bir kahvehaneye uğramanız yeterli.)