ERKEK YILAN VE ARSLAN
arslan: dünyevi nefs; istek gücü. iradenin üstüne binip, iş-gücünü (yükünü) ona gördürmek/taşıtmak.
kamçı olarak erkek yılan: yılan, zehir ve soğukluk; irade. ölümün soğukluğu ile korkutup sıtmaya razı etmek –iyiliğe tenbel/uykulu, kötülüğe güçlü/uyanık nefsi.
erkek: tuh korkak, deyip ayıplama urganı ile bağlama, tuh tokmağı ile baş eğdirip dik kafayı kibir boyunduruğuna sokup işe koşma... (mesnevi / harakani)
(arslanın boynuzu bulunmadığından, boyunduruğa kolayca yanaşır. eğer boynuzlu ise.. vay.. vay ki ay vay, eyvayyy...)
İLERİCİ İLERİ TEKNOLOJİ
GERİCİ HURMA
güverteli ve güve yenikliğini yeğnilik zanneden gururlu (aldanışlı; kendikendinialdatankuyruksallayan) bir yevmi mevkute hışrında bir kartoon. karton ile bir espri, bir nükte patlatılır ise, karda kalmaz tonilatoyu hakkeder. ya’ni, müsbet-menfi, nükte, kartoonun vazgeçilmezi, olmazsa-olmazıdır (akıllı sizin de, aptal benim de.. hepimizin bildiği gibi. aptal olmasam, madem vazgeçilmez, madema ki olmazsa-olmaz, bir şeyi işaret etmez idim).
amma, eğer kartoon kafalı biri çıkar da, ağızsız-günahsız bir meyvayı kokuşmuş mabadından çıkaracağı nükte haltı için konu yerine kondurur ise, benden daha aptaldır ve ben bu «vazgeçilmezi»li, «olmazsa-olmazı»lı cümleyi tahrir ederim efendim. demek böyle cümlelerin konacağı ne kadar bol ve geniş yerler varmış.. diye düşünürüm, bir an için şeytana uyup.
militan laikçi üfürükten kartonkatürcü; ileri teknoloji bir cihaz hediyesine karşılık (için) bir kutu hurma gönderileceği rüyalarını görmeğe devam et sen; sen kumkapı sahillerinde veya bilmem ne halt gece alemlerinde alkolden sızıp böyle rüyalar görür iken, o hurmacılar donunu bile kaptı götürdü, mal-mabad ayazda kaldı. yakında üşütmekden bimarhaneye/hospitale kaldırılacaksın.. demedi deme...
ileri teknoloji, bir adım ilerisinde kokuşur, senin rakidan sulanmış beynin gibi; amma, o küçümsediğin ağızsız/dilsiz hurma meyvası kuruyup gider de kokmaz, kokuşmaz.
aklın ermez, amma, demedi, demeyesin diye, deyeyim: o ileri, ileri, taaa ileri teknolojine söyle de, bir tanecik hurma meyvası imal (made) ediversin; elyevm (şimdi) imal edemez(!) ise, bin sene, iki bin sene sonraki ilerlemiş hali için, vaad ediversin... –yönünde bir istekde bulunsan o ileri, o ulaşılmaz teknoloji devi ağalarından...
ileri teknoloji laboratuvarlarında imal edilmiş bir hurmacık hediye gelse de, biz de senin gibi iman edip kulu-kölesi olsak ileri teknolojinin!
/poyraz mı esti?
/poyraz essin, karayel essin, putlarımız üşümez bizim. rakı ile ısıtırız laikçi rüyalarımızı biz. –olmadı konyak votka.../
...
evet; biz, ilk el teknoloji ile hurmayı imal edip bize bedava sunan hurma ağacının (tohumunun/hakiki) sahibine tapıyor, onun emir ve yasaklarını kaale alıyoruz-almağa çabalıyoruz, ve, ayılıp bayıldığınız en ileri teknolojinizi en üst(ün) görmüyoruz. teknolojiye ve heva-hevesine, bediî değil bedenî beğeni ve hazzına, put/ilah edinip tapanlar ile, bilumum putların dahi yaratıcısı (yontucusu değil) tek, gerçek yaratıcıya tapanlar arasındaki görüş farkı bu.
ilk el teknoloji: (showroom) aynı toprakdan, aynı sudan ayrı ayrı renk ve kokuda çiçekler, ayrı ayrı tad ve kokuda meyveler imal etmek (teknolojisi). (–kokusuz ve renksiz– toprak ve –kokusuz ve renksiz– sudan renk ve koku imalâtı!)
[03 eylül 2014, cıharşanba, ist]