Kitaba küsmek hayata küsmek gibidir. Hayata küsen biri, varlığın mazmunundan bihaber yaşar. Güneşe karşı duvar örerek hayatı yeşerten ışıklarla arasına mesafe koymaya çalışan kimseden farksızdır onun durumu. Nefes alacağı oksijeni kendi elleriyle yok ettiği için kör kötürüm bir şekilde sürdürür hayatını.
Küsmek haddizatında kırılmayı, ayrışmayı, boykot etmeyi içinde barındıran bir fiildir. Bir dayanıksızlık hali olarak da nitelendirilebilir. Her ortamda her şeyin kendi arzusu doğrultusunda gerçekleşmesini ister; böyle olmadığı takdirde küsmek, kırılmak kaçınılmaz olacaktır. Bu durumda olan kişilerin naif bir kişilikten öte, sorunlu bir ruh halini yansıttığı rahatlıkla söylenebilir.
İnsanın insana küsmesiyle, insanın kitaba küsmesi arasında benzerlikler çoktur. Küsen, önceden konuşup dinlediği, tanışıp paylaştığı kimseden geçmişe dair yaşanmışlıkların üzerini örter. Küstüğü kişinin iyiliklerini, diğerkâmlıklarını, nasihatlerini, güzelliklerini yok sayar. Kendisini besleyen, bilgi ve görgüyle donatan kitaba küstüğü için, kitabın kadr u kıymetini bilmediğini ilan etmiş, kitapla arasındaki güzel ilişkileri yok saymaya yeltenmiştir.
Kitaba küsen insanın mazereti ilginçtir! Okumanın kendisine bir şey kazandırmadığını, geçen zaman içerisinde kendisini avuttuğunu, boşuna zaman harcadığını ifade eder. Okumayı hayatın anlamını kavramaya yönelik bir faaliyet olarak görmek yerine, odaklandığı hedefine ulaşmak için bir vasıta olarak kullanır; böylece bu emelini gerçekleştiremediği için kitap anlamını yitirmiştir artık! Bu soyutlanma biçimini bir savunma refleksine dönüştürerek “bunca zamandır okuduk da ne oldu?” şeklinde bir dışavurumla meşrulaştırmaya çalışır. Hâlbuki kitapla kurduğu dostluğu bir çıkar, bir basamak, bir rütbe olarak görmeyip; gerçek bir dost, aydınlatan bir ışık, hayatın anlamını içinde barındıran bir kılavuz olarak görebilseydi kitaba küsmeyecek, anlam arayışının peşini bırakmadan kitapla olan yol arkadaşlığına devam edecekti.
Bu şekilde kitaba küsenleri arkadaşlarını yarı yolda bırakanlara benzetmek yanlış olmasa gerektir. Aslında arkadaşını yarı yolda bırakan kendini yarı yolda bırakmış demektir. Bu zamana kadar birlikte yaptığı yol arkadaşlığından gereken istifadeyi elde edememiş, bu arkadaşlığı ömrünün sonuna kadar sürdürememiş insanın uğradığı ziyan kendine dönük bir ziyandır. Kitapla kurduğu dostluğu süresince kitabın kendisine kazandırdıklarını hiçe sayarak bir terk ediş yaşadığı için de nankör olarak kınanabilir ayrıca. Kitaba karşı nankör olmakla ekmeğe karşı nankör olmak arasında bir fark yoktur. İkisinde de kıymet bilmezlik vardır. Kitaba küsenlerin tavırlarını meşru göstermek üzere sarıldıkları bir argümanları da ‘okumak sadece kitapla, harflerle mi sınırlıdır, hayatı okumak da bir tür okumaktır’ gibi kulağa hoş gelen ifadeler vardır. Bu argümanları ileri sürenlere, kitaba küserek onu terk ettiren saik neyse, hayata bakışta ileri sürülen okumalar da aynı seviyede olacaktır. Zira şimdiye kadar hayatı okumak derdinde olan hiçbir insan görülmemiştir ki kitaba küsmüş olsun.
Kitaba küsen insanın hoyratlığına rağmen kitap sevimli ve güvenli kucağını hiçbir zaman kapatmaz. Pişman olup eski dostuna kavuşmak için adım atan herkese tüm samimiyetiyle kucağını açar. Bağrında sakladığı tüm güzellikleri sakınmadan paylaşır. İnsanın tüm hasisliğine karşın kitap karşılıksız cömerttir. Dostluğuna karşılık istediği tek bir şey vardır; samimi yöneliş. Kitaba samimi yönelen kişi, onun dostluğundan azami derecede istifade eder. Yeni bir yolculuğa çıkmış kişinin taşıdığı heyecan onu nasıl ki yeni keşiflere sürüklerse, kitaplara yolculuk yapan kişinin de yapacağı keşifler vardır. Hayat ağacının toprağa kök salmasından tatlı meyvelerini yediği dallarının altında gölgelenmeye kadar pek çok mana derinliğini ve güzelliğini keşfeder. Kitaba küsen insan bu keşiflerin uzağında bulur kendini. En sadık arkadaşını kaybettiği için kötü vasıtaların tuzağına düşmek tehlikesi büyümüştür. Bu tehlike sarmalına yakasını kaptıran okurun kartopu gibi büyüyen bir cehalete doğru yürüdüğünü söylemek gerekir. Bu bakımdan okurun kitaba küsmek gibi bir lüksü yoktur.