Genzimde çırpınan peltek yutkunmalarım,
Bittim de kendimden…
Ah olsun…
Oh olsun…
Yitikliğimiz,
Aklımı kemiren sabıkalı düşlerim.
Eklemlerimde geçmiş zaman kırıntıları,
Ay motifli geceleri dürttüm
Uyku yorgunu saçlarımla…
Şimdi gidiyorum…
Hüzne çıkmayan yol yok nasıl olsa,
Ayrılık yığınakları,
Yıkık kentlerden geçiyorum.
Susarak biriktim,
Dağıldı her bendim de…
Göğüme kazınık uçurumlar,
Tüm yön, yanarım…
İftihar akşamlarım, intiharlarım…
Şifası eksik yağmurlarım,
Yanarım…
Dolambaç yolum,
Her göç benim.
Kan döküyorum,
Bileklerim boşluğa iltica.
Ödünç’üm!
Dönüş sanım; yalnızlığım…
Ten kınımda acının vahşi keskisi.
Göğüme kazınık uçurumlar,
Tüm yön, yanarım…
İftihar akşamlarım, intiharlarım…
Şifası eksik yağmurlarım,
Yanarım…
Aklım bir derin işleyişte...
Ne zaman çürüdük,
Bu yağmur ve fesleğen kokusunda,onarılmaz nehirleri mi olduk
Emanet şiirlerinde bulanık hüznün?
Kaçıncı durakta asılı kaldım?
Şimdi ne zaman yanılsa düş yerin,
Ve usuma çığlıklar devrildiğinde,
Döne-döne git!
Sığmıyor içime bu talan.
Aralık...
Göğsüme kazınık uçurumlar,
Tüm yön yanarım,
Sefil akşamlarım,
Şifası eksik yağmurlarım, yanarım...