bir şansımız daha olabilirdi bir aklımızın olduğu gibi
bir kararımız olabilirdi ne bileyim bir bakımlık gök
bir müzik habire çalıyor hayatımızdan
kastımızdan bir hükümet düşebilirdi bir darbe
bir arbede yaşanabilirdi gönlümüzdeki yaralarda
bir uçarılık her günkü geçtiğimiz evlerin önünde
bir yuhalanma bir bak bak şunun içinde sakladığı güle
“ille de dostun attığı gül yareler beni” yani
bir şansımız daha olabilirdi gibiydi gibi
terimiz soğuyor hiçbir ücret karşılamadı ırgadı
karşılayamaz işin damadı karardı
işin gelini surat astı gelişigüzel ağladı bilekleri sızladı
bir bakış bekliyorduk içimizde tüneller kazdıran
bir çıkış bekliyorduk şöyle fıstık gibi yani etme başkan
başımızda bir sürü karga leşimizi bekleyen neşemizi soğutan
soluklanan kimse kalmadı bu kabloların ucunda
sararmadı son baharı yaptığımız resim ne kadar çalışsak
ne kadar çatıştırsak da bizden bir ışık çıkmadı
çıkmadı işte kafadan mı uyduralım imansız mı kalalım bir karşılaşsak
bir alışsak belki kısa devre olur
annemiz sapsarı ekindi sıfıra karşı beş gol
hayat sallana sallana bir limana doğru
bir vicdan çalışıyor halkın içinde konfeksiyonda fabrikada sanayide kuyumcularda
ve boyacılarda
bir vicdan vapurlarda bir vicdan her şehrin bakırcılar çarşısında
bir vicdan sabah sabah selam veriyor yaşlı genç dul bekar evli
simit yiyor çay içiyor yenge hanım nasıllar diyor çocukları soruyor ev kirasını ödeyebildin mi
elektriği kestiler mi vay anasını suya gene zam yapmışlar doğalgaz durmuyor yerinde
yetimin hakkı diyor vicdan nasıl da karışıyor devlete
nasıl da uyuyor insan uyku kemerlerine
sıkılmış bir vicdan TRT’ye pay veriyor her gelen elektrik faturasında
kasasında kaynıyor kaynıyor vicdan
her mecburiyet bir yatalak bırakıyor zamana
benim saçlarımdan daha beyaz
daha bir obur vuruyor duvardaki saat
duvardaki saat onikiyi vuruyor hayatımızı vuruyor
pazarda vuruyor sattım gitti derken el ele sıkışmışken
bugün çok şıksınız müdürüm ayol diyet yaramadı bana
bana bir paket sigara alır mısın çocuğum topuğu vuruyor ayakkabılarımın
kız eteği yeni aldım da canı çıkasıca bakmadı bu tarafa
bu tarafa buraya şefim merhaba nasılsınız kolay gelsin
kolay gelsin gecenin örttüğü ne varsa
ne varsa sen de var şekerim bu duman nereye gidiyor
bu duman vicdanına gidiyor hatun kişi
bu duman TRT’ye gidiyor benim kanaatime göre
bu duman bizim çocuğun okul giderleri sırası geldiğinde
bu duman annemin başörtüsü bu duman kız kardeşimin çeyizinden
bu duman oğlumun umudunu köreltiyor sürtüne sürtüne
bu duman benim sakladığım onca güzel günleri
benim sakladığım iyiliği benim sakladığım kurşun kalemleri dolma kalemleri ilkokul ikiden
kalma kokulu mavi silgiyi
siyah önlüğümü beyaz yakamı lisedeki kravatımı üniversitedeki aşklarımı
bu duman bütün dönemlerin başbakanlarına cumhurbaşkanlarına
bu duman bütün halka gidiyor
bu şiir de burada bitiyor biter kardeşim
herkes dağılabilir
Dergâh
Sayı 225
Kasım 2008