Bütün deneyler askıya alındı,
Sarılık yaşayan bebekler
küvezler ve mavi ışık olmadan da yaşayan
oysa;
sismik saldırılar
içimdeki putlar
Origami saraylar
battı kemikler çığlıklarıma,
Beynimde etiketli tüm sismologlar
ve çizdikleri kalp grafileriyle
saydılar dünyanın günlerini
Bir film şeridi gibi
taşımı yukarı doğru
helallik dileyerek tüm taşlardan
taşımalıydım
ve korkarak yaşamalıydım belki de
yavaş yanmalardan
asit baz deneylerinden
şiirimi yazıp kaçmalıydım evlerden
tanrılara soğuk espriler yaparak
Allah’ın gücünün yettiğine inandırarak kendimi
buz oldu beklemekler,
ve kaybolan şairi aradık buzullarda,
Bir kaderin peşinden gitmekten yoruldular.
O halde, ikarus gibi denize düşmeliydiler
Kanatları eriyip elleri açığa çıkarken
Sonra sormalıydılar: Nereye gideceğiz.
Yollardan ve hiltilerden başka
ve adi çökeltilerden
asit baz deneylerinden
tuzlu yanaklar ve zırlak adamlardan.
Ve gözlerim, bu yaşlı dünyaya alışır mı diye bir gün
Ben de eski korkulardan medet umarak
oedipal düşmanlıklardan
Annemin tütsülerine üfleyerek
kurtuldum.
Son mamutları kendime düşman etmeden
Gerçekleri öğrenmeye
Bütün korkuları
Tepinerek göğe yükseltmeye
sonu tuzlu ve paslı
sonu evrenden es geçtiğim
çıkıp gitmek istediğin taşlar var.
Demir’e mi laf anlatacaksın şimdi Nikel’e mi
Çekiyor apollo ışığına beni
kendi yolumu çizmeye cesaret
Bir şekilde hâlâ o güçle
ben buradayım.
Yavaş yavaş göğe yükselerek
Şair, 1992 doğumlu. Okul hayatının tamamını Konya'da tamamladı. Kahramanmaraş'ta fen bilgisi öğretmenliği yapmakta. Evli ve bir kız babası. Daha önce Fayrap, Mahalle Mektebi ve Sahaf dergilerinde şiirleri yayınlandı.