Bugün kalalım hiç oturmadan
Zafer kazanmış bir komutan ile
Loğusa bir kadın arasında
Yıkılmadık diyelim ayakta, hiç oturmadan
Yıkılmadık, zilleri çalınan bir buzağının ilhamı
Bizi terk etmeyen dizeler
Sen aşk ile yağmur bulutu arasında
Kızıldeniz’e dökülen bir şarkı söylediğinde
Kulaklarımız ısınır
Ro-ro seferleriyle Mısır’a gelen ganimetler
Senin sesinle dökülür Körfez ülkelerine
Ne bugünü ne dünü affetmeden
Ne dünü ne bugünün dününü
Ben yaşadığımı bilirim ölmediğimi yarın
‘’Ölüm her şeyi eşit yapar’’
Yani dünü bugünü ve seni
Kulak kesildiğin şiirin tıp
Sen yaşadığını bilirsin ben ölmediğimi
Seni sevmem; yolda kalıp yedi kere düşüp
Yediye kadar saymayı bilen kızımdan
Öğrendiğim bellidir.
Atlar geçerken Kızıldeniz’i mağrur
Televizyonda oynayan bir dizide uyuyakaldığım
İkisini birden yapamadığım şeylere müptela
Adam eski adam değil ki içinde
Nadir bir mürver ağacı büyütsün.
Yediye kadar sayarsan
Bir hikayem ve bir dilim ekmeğimle
Geçim sıkıntısı çekerim içimde
Yarım kalmış bir anne mirası bu
Yediye kadar sayarsan içinden
Bir gün geçecek bunların hepsi.
Belki otuz bir temmuzda
Belki ölü bir adamın omzunda.
Şair, 1992 doğumlu. Okul hayatının tamamını Konya'da tamamladı. Kahramanmaraş'ta fen bilgisi öğretmenliği yapmakta. Evli ve bir kız babası. Daha önce Fayrap, Mahalle Mektebi ve Sahaf dergilerinde şiirleri yayınlandı.