
Bu şehir beni susturdu
Geceye sığındı sessizliğim
Bir sokak lambası kadar yalnızım
Bir gölge kadar karanlık
Burak A.
Bu şehrin
Metazori emzirdiği
Üvey çocuğusun sen
Şifa bekleme zinhar
Ağılı mülevves memesinden
Ürperti veren soğuk nefesi
Örseler o narin beyaz tenini
Sezince mesture esaretini
Kırmak istersin tüm zincirlerini
Çelikten berk nihan kafesin
Bırakmaz ruhunu lakin
Kurtulamazsın
Uhdelerini düşünürken
Ne çok ukde biriktirirsin içinde
Erken olgunlaşan acemi meyve
İğne atsan yere düşmez caddelerinde
Tenhasındasındır yine kalabalıkların
Sakınılmış orta yerinde
Temmuz havası da üşütür ıssız kalbini
Donar ruhun her gece mevzilerinde
Kapalıdır çünkü uzak şehrin tavanı sevgiye
Ziyasına yol verse de güneşin
Sıcağını değdirmez yüreğine
Buz keser için ne çare
Isınamazsın
Bir kaplumbağa olmak ne demek
Mümkünü yok anlayamazsın
Çekerken içine ağır havasını
Yadırgadığın otel odalarının
Şuursuzca soluk eşyasına bakarsın
Çıkmaz sokaklara hapsolursun dönüp dolaşıp
Çırpınırsın felah bulamazsın bir türlü
Mahbesin olmuştur karmaşık yollar
Azat olma hayalleriyle
Sabahladığın o kasvetli gecelerde
Hüzün dokunur geçer içine
Uyuyamazsın
Nadandır özüne eremediğin insanları da
Göremezsin o bigâne yüzlerde
Ne bir küçük tebessüm ne bir tanış sıcaklığı
Yürüyen buzdan heykellere
Isınamazsın
Sonu gelmez bir kör kuyudur bu şehir
Sürçersin Arnavut kaldırımlarında
Tarifsiz bir boşluğa düşersin
Didinirsin paralarsın kendini
Tutunamazsın
Ömür dediğin bir uzun lahzadır
Bırakmaz peşini bed hatıralar
Tabipler de yeşertemez ümidini
Bir şehir
Dermansız bir derde dönüşmüştür içinde
Ne yapsan ne etsen beyhudedir artık
Sağalamazsın
Çankırı’da doğdu. İlk, orta ve liseyi Çankırı’da okudu. Anadolu Üniversitesi. (AÖF) İş İdaresi bölümünü ve Konya Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesini bitirdi. Konya’da ikamet ediyor. Salih Elyesa müstearıyla Konya’da yerel bir gazetede köşe yazıları yazdı.