har ile eriyip süzülür yürek
nar değince ışırsın
muma yalım gerek
çökmeden gece koygun
damla damla eriyen umudum
kim desin ki masumdum
ne isa barınırdı göğsümde
ne yahya ne harundum
gün dağları devirip yorgun bitkin batardı
hafakan temmuzdum
işte mum çiçekleriydi sarmaşık
dolanıp arşı tutan
ay çıkar tutuşurdum
mehtap akça kiraz çiçeği
yerim göğüm kül mavi
göl kıyısı titreşir
yansam ıs tüter is olurdum
saysam biter mi
körebe
yani sen, yani ışkın, yani kuş uğultusu
yani anla işte
o zifiri sarnıçta yakamozdan habersiz
ateş böcekleri umum
gece diner göl durulur kuşlar uyurdu
bir ben mi mumdum
tut ki doğrusun
mumdum yandım yundum
bir seni sobeledim
dinmeden önce
al tutuş lal tutuş zulmeti kaldır
leyl ölür harf olur dil güle durur