Koku uçar, saatler dağılır
Dolaşıyorum sonbaharın iktidarında
Çarpışa çarpışa
O kararmış yollarda
Yürünmez denen yollarda
Yüründükçe bitmez yollarda
Yol, hep yol, daima yol…
Dışarıdaki iklimi odama taşıdım
Bir dolu yaprak ve
Çok az güneşle
Yavaş yavaş
Arttı boşluk
Yaşadıkça
Eskidi / Ağırlaştı can
Kalmadı bir eyyam daha
Toydum
Bilmez idim
Art arda çözüldü çileler
Ah üstüme katre katre
D
Ö
K
Ü
L
E
N
zehir
İşledi çok derinlere
Zorla, zorla, zorla
Nereye kadar
Geçti geçmişti
geçmişti
geçmişti
Oysa güller vardı önce aklımda
Ayartılmak güzel kokularla
Özlediğim yazdı
İşte çıktı soğuk
Ne çok
Acıyla yaşla
Ne çok
Kar ve rüzgâr
Cümle yanım tenha
Hep huzursuz tenha
Hele şiirlerim
Baştan sona
Giderek daha tenha
Ne aradım sözcüklerin kuytularında?
Bak bana, bak bana, bak bana
Yoruldum ben
Ve çok, çok, çok yalnız
Hep yalnız, yapayalnızdım ben
Can bomboş
Tüm korlu sözlerim sönüp gidiyor
Doğuyor ölümle soğuk
Her şey yıkılıp dökülüyor
Gömülüyor
G
Ö
M
Ü
L
Ü
Y
O
R
gömülsün
Artık bigâne gökyüzü
Uslu sakin nergisler
Bana kederle vedalaşmayı öğretiyor
Parmaklarımdan boşanıyor gülün buğusu
Aralık pencerelerden dualar
‘Leylâ sözden düşmüştür’ diyor Deniz
Gölgesi ıssıza düşmüştür
Üstünü buz örtmüştür
Hacettepe Üniversitesi Almanca Biyoloji Öğretmenliği’nden mezun oldu. Aynı üniversitenin Fen Fakültesi Sistematik Zooloji Bölümü’nde yüksek lisans yaptı. TÜBİTAK Deniz Bilimleri Çevre Araştırma Grubu’nun projelerinde araştırmacı olarak çalıştı. Şiirleri halen Edebi Kültür Dergisi sitesinde yayınlanmakta.