BÜHTAN ETTİM LEYLAYA

bütün hakiliklerimden soyunarak seviyorum seni

unutursan ölürüm yoksa nasıl severim seni

açık bir yara gibi bir nar gibi yatan seni

yine de seviyorum morarmış dudaklarınla seni

ne güzel şey kar yağarken hatırlamak seni

beyaz bir gök altında akbuğday türküsüyle seni

mecnun değilim nerde olsa tanırım seni

haşlanmış bir denizin köpüklerine gömdüm seni

öyle ela öyle derin bakar ki gözlerim seni

tanrım bana bağlasa çözülmese lepiska saçların seni

bühtan ettim leylaya, yetmedi şikâyet ettim seni

karacoğlanım gizli geçitlerden geçerek buldum seni

aya baktım geceme doğsun diye gözlerin seni

nasıl severdim uçurumda açan çiçek olmasaydın seni

kerbelaya dönerdi istanbul pencerede görmezsem seni

ya da öldür beni suç ortağım ol çok seviyorum seni

bir kere elinden ve resimlerinden öptüm seni

gülsuyu ve limon kolonyası kadar seviyorum seni

kuşları çalınmış bir gökyüzüyüm nasıl özlemeyim seni

ansızın karşıma çıksan deli gibi sevdiğimi söylerim seni

hikâyeni başkaları okumasın diye yazıyorum seni

çığlık çığlığa sirenlerle yanarak seviyorum seni