Menu
ANAYA KALKAN EL GİBİ
Şiir • ANAYA KALKAN EL GİBİ

ANAYA KALKAN EL GİBİ

I
dağın ardına bakınca tarhı ellenmiş bahçeler
evin içinde felsefenin hiç bitmeyen gürültüsü
selam verir vermez açılıyor ihanetin kirli örtüsü
bilinmez, son yemekte kaç gammaz tetikte bekler

II
tuzağı görmek için geri çekilmek gerekir bazen
ruhunu vandal bakışlara asla soymamalı kişi
seyirci murdar etse de önüne konan her şeyi
vazgeçmiyor hiç kimse gecikmiş bir ödeşmeden

III
suyu ayakları sanan nilüferin dilinden kim anlar
bir koçan makbuz bile çok görülürken ölüme
süslenip püslenip nasıl giderler onca düğüne
arada bir bakmak lazım yerinde mi kadınlar

IV
soğuk bir çağ olsa da bu biri yer göstermeli acıya
iyi bir evlat ne kadar uzaklaşabilir ki yuvadan
proust söylemişti sanırım, kalbe duyarlı zaman
cüzamlı bir kızı bile öperek karşılar kapıda

V
habil’in şarkısını kimse yalnız dinlemez bir daha
anaya kalkan el gibi taş kesiliyor birden insan
hızla çekince oğulsuz isa oynak örtüyü masadan
bütün havarilerini kaybetmişti o son mülakatta

VI
hangi toprağa dikilse yabancı kalıyor her biri
çiçekler bile alışmış uçarı dallarda açmaya
parlatılmış olsa da şimdi, ovula ovula dünya
temiz bir şey kalmadı, açabiliriz gözlerimizi

VII
iyilik yorar ve her güzel, incitir kendine bakanı
öpülünce geçmez, gezegen bir yaradır aldanmak
sonunda ya karun’a yâr olur ya da samiri’ye halk
zorbayı zirveye koyar yerin dibine sokar musa’yı