Menu
ALINYAZINA AŞK YAZMIŞSA EĞER
Şiir • ALINYAZINA AŞK YAZMIŞSA EĞER

ALINYAZINA AŞK YAZMIŞSA EĞER

Alınyazımızı yazarken yaradan,
Kimine de aşkı yazmış zâhir(görünen)
Aradı onu insanlar arasında, kâinatta ve zerrâtta gönül
Anladı her bulduğunu sanışlarda bulduğu değildi aranan,
Ayna da yansıyan her aksi zât sanmış meğer...
“Söylemediler mi aşkı nerede aramak gerektiğini,”
Diye sordular ehl-i gönle?
Cevap veren yine oydu gönül derdine...
“Hâlâ anlamadın mı?
Sinendeki gizli ben, ben olmadıkça,
İkilik teke dönmedikçe
Çekirdek atoma dönüşmedikçe
Dönüşmedikçe doku hücreye
İnkılâb etmedikçe Ehâd Vâhide
Gördüğün daima bir serâb olacak zâhir.
Matlubun ruhumun derinliklerinde gizlidir
Kuyu yeterince kazılınca çıkan Yusuf’tur zâhir
Özlem son hadde varınca burnuna kokan Yusuf’tur zâhir,
Özlem sancı olup yakınca bağrını adın Yakup’tur zâhir,
Haller vaki olduğunda dedikodudur isimler
Kuyuya atılmışsın sana Yusuf dememişler,
Atılmışsan kuyuya farkı nedir ki?
Biçilmiştir roller, oynayan hep isimler...
Üfürülmüş bir “Ruha” isim vermişler,
Ona da “Yusuf” demişler,
Süveyda demişler, Rabia demişler...
Ha Yusuf ha Züleyha, yahut Süveyda,
Müsemmânın âşığıdır gerisi hep kıyl-ukâl...
Dönüşmedikçe Ehâd vâhide
Gördüğün hep serâb olacak zâhir
İnanıyorum ki bu arayışlar akıbeti felâh olacaktır âhir(sonunda)
Zira aradığın ruhunun derinliklerinde saklı
Kuyu yeterince kazılmadı ki
Zuhuru ortaya çıkmadı bâhir (açıkça)...
Oysa kısa süre değildir kazmayı vuruşların,
Her kazma vuruşunda kendin dağlayışların.
Lâkin bu dağlayışlar yeterli değil...
Dönen nârdır nura, nurdur inkılâb eden suya
Yakıcı iki hidrojen arkadaş olunca bir yanıcı oksijenle,
Neden elde edilen sadece sudur
Nedir bundaki ilahi sudur?
Vur Yusuf iğnenle kuyuna,
Kazıldıkça inkılâb eden budur suya.
Bilinmez bu sa’y ne zaman biter de
Ulaşır derunundaki zemzem kuyusuna.”
Ha gayret Ey Hâcer bir kez daha sâ’y!..
Her say’de adın Hâcer’dir ol dem,
Kim bilir bu kez yedincisidir,
Zira yedi sonsuzluk değil mi ki
Kesretten (çokluk) kinaye?
Lakin yine de her dem sanılır ki
bu son sa’y( gayret)!
Öyle ki bir ümidi biler nice bin ümit
Kim bilir yakındadır özlenen belki
Gelsinler ey Fâtihâlar, Yâsinler!..
İnanıyorum ki dönüş vaktidir,
Vuslat vaktidir âhir(gelecek)!

SEVDA

1970 yılında Kırklareli'nin Pınarhisar İlçesi’nde doğdu. Lüleburgaz Kepirtepe Anadolu Öğretmen Lisesi’ni bitirdi. 1992 yılında Marmara Üniversitesi, Atatürk Eğitim Fakültesi Tarih Öğretmenliği Bölümü’nden mezun oldu. Yüksek Lisansını 2014 Yılı’nda Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, Türk Tarihi Ana Bilim Dalı, Yeniçağ Bilim Dalı’ndaki “Yüksek Lisans” Eğitimini “ 15/3 No.lu Dubrovnik Düveli Ecnebiye Defteri: (H.1057-1073/M.1647-1663) (İnceleme Metin) adlı teziyle tamamladı. Yazar SEVDA DIRAGA CANBAZ 1992 Yılı’ndan beri Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı olarak Tarih öğretmenliği görevini sürdürmenin yanı sıra İstanbul Üniversitesi Siyasal bilimler Fakültesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde okumaktadır.

Sahasındaki bilgi birikimini öğretmenlik tecrübesiyle de pekiştirme gayretindedir. Alan bilgisini, bu sahada yaptığı okuma ve araştırmalarla sürekli geliştirmiş ve canlı tutmuştur. Özellikle tarihî bilgilerin daha ilgi çekici, anlaşılır ve herkes tarafından okunabilir hâle getirilebilmesini ve İstanbul Kültür Bilincini gençlere aktarmayı kendisine amaç edinmekte ve bu konuda yazılar yazmakta olan yazar, bu yazılarını mekânla bütünleştirmek amacıyla kültür gezileri için yurt dışında yaklaşık 30’a yakın ülkeye geziler yapmıştır. Bu gezilerinde öncelikle Osmanlı Coğrafyasını dolaşmayı amaç edinerek bu birikimini yazılarına aktarma gayretindedir. 

Canbaz, mesleği gereği lise düzeyindeki gençlere tarihi ve bu yolla kültürümüzü öğretmek ve sevdirmek amacıyla “Bir Kardeşlik Ülkesi” isminde bir kitap telif etmiştir. Fütüvvet kültürünün ele alındığı bu eserden sonra ikinci kitabı “Hikâyelerle Deyimlerimiz” Damla Yayınları tarafından basılmıştır.

Farklı dergilerde yazıları olan Canbaz’ın, “Anton Çehov’un Kırk Dört Yılı” başlıklı makalesi ise Hece Öykü dergisinde yayınlanmış (İki Aylık Öykü Dergisi, (2006): 162-8) ve bu makale uluslararası bir yayın taramasında yer almıştır (MLA International Bibliography, Web. 14 Apr. 2010.)

Çeşitli dergilerde çıkan yazıları ve basılan “Bir Kardeşlik Ülkesi”, “Hikâyelerle Deyimlerimiz” adlı kitaplarıyla tanınan Sevda DIRAGA CANBAZ, öğretmenliğin yanı sıra teorik konuları, ilmî usullerle birleştirip edebi ve orijinal ürünler vermek amacıyla halen yazı çalışmalarının yanı sıra Uzman Tarih Öğretmeni olarak MEB’deki görevine devam etmektedir.

Daha fazla görüntüle