Rahmetli M.N. SEPETÇİOĞLU’nun aziz hatırasına...
Mehter vuruyor! Kösler, nal sesiyle aşk ile sarmaş dolaş... Nakkareler adım hesabında... Çevgenler gönül okşuyor... Nefirilerin ciğerlerinden kopan her nefes, boruların kıvrımlarında demetlenerek göğü yırtıyor... Davullar ufka çöken kızıllıktan haber getiren rüzgârla salınan tuğlara imrenerek bakıyor... Bakır ve kalayın izdivacından doğmuş zillerin neşesine diyecek yok! Cevizden gövdesiyle, Belgrad’ın, Viyana’nın, Uyvar’ın, Kanije’nin, Bağdat’ın, Otlukbeli’nin, Ridaniye’nin, Zigetvar’ın ve daha nice zaferin hikâyesini anlatmaya duran zurnaların telaşı... Âh... Âh...
Mehter vuruyor! Tuna ve Nil, Türk’ün gelişinin hayalini kuruyor. Uzak denizlerde dalgalanan sancakların akıbetini soruyor. Zaman... Zaman, zaman olalı ilk defa böyle kuduruyor! Pala bıyıklarıyla sancak ve tuğla yek vücut olmuş bahadırın terli alnından yayılan zafer rahiyasıyla deliriyor bâd-ı sâbâ... Gür sesiyle taş duvarları inleten yiğitlerin sâdâsı, daralan hudutlara isyan gibi... Kılıç şakırtıları, ok ıslıkları... Semerkand’dan, Buhara’dan, Dandanakan’dan gelir gibi... Malazgirt’ten, Miryakefalon’dan, Niğbolu’dan gelir gibi...
Mehter vuruyor! Yağız atlar kişniyor. Üzengiler sabırsız, gemler azıda... Atının kuyruğunu bağlamış bir sultan... Gün vuranda parıldayan tolgasında bir hilal... Kızılelma’ya doğru savrulan bir nehir sanki bu ordu... Ötelere... Daha ötelere diyor aksakalından nur sızan koca... Belki bir Dede Korkut torunu belki de bir hoca... Kabzasında beş vakit Hak’ka açılan ellerin izi olan kılınç... Sadağında atılmayı bekleyen ok... Er kişi elinde gerilmeye kurulmuş yay... Alperene yoldaş olmak için büyümek hevesiyle koşturan tay...
Mehter vuruyor! Sanki tarihin sayfaları saçılıyor semaya... Şu Kutupyıldız’ına asılı kalan ceylan derisi yaprak... Üzerinde İstanbul’un Fethini taşıyor. Samanyolu üzerinde savrulan yapraklar! Kimi Budin’e girişimizden, kimi Kutsal Emanetleri Der-Saadet’e getirişimizden konuşuyor... Kimi bir yaz günü akıncıların Tuna’yı geçişinden... Kimi de yatağanlarımızın küffarı biçişinden anlatıyor.
Mehter vuruyor! Dokuz tuğ, dokuz davul, dokuz zurna, dokuz zil... Ey koca dünya! Atlarımızın nalları altında ezil! Çadırlarını toplayıp yola düşmüş taburlar... Bir bağbozumundan dönen Boşnak kızlarının hayran bakışları arasında kışlağına çekiliyor. İnce donanma Rusçuk’ta bayram kutluyor. Şumnu Tombul Camii minberinde okunan hutbe aşkına kumrular inliyor: “Ya dost Hû!” Akkerman üstüne akın yapan serdengeçtiler bir ateş etrafında oturmuş, içlerinden biri, belki de Mehmet, bu tatlı zaferin yorgunluğuyla çuhasına sarınmış, köyünde yolunu gözleyen Zeynep’ine türkü yakıyor. Balkan Dağlarında şen esen rüzgârın gözlerinden Türk aşkı dökülüyor. Rahmetle kucaklaşan serhat boylarında toy kuruyor tabiat...
Mehter vuruyor! Adalet sahipsizliğine içlenirken, mertlik muhatabını aramakta... Baht denilen nazlı gelin, tersine dönen feleğin çarkıyla saçlarını taramakta... Zafer... Her bahar yudumlamaya alıştığımız tat... Yıllar var ki kala kalmış damakta...
Mehter vuruyor! Gönül mazinin hayalini kuruyor. Şu koskoca Topkapı Sarayı neler gördü geçirdi. Hey gidi hey!
.../...
Mehteranı birlikte dinlediğim kız kardeşim bana dönerek: “Ağabey bak... Turistler Mehter vurmaya başlayınca birer birer dağıldı. Hatta şu sarı saçlıların sayıca fazla olduğu grup yüzünü korkuyla buruşturup uzaklaştı...” Farkındayım gülüm, dedim. Unutma! Onların dedeleri bu müzik eşliğinde bizden çok kötek yediler. Dedelerinin başına gelenleri hatırladılar Mehter vurmaya başlayınca... Unutma benim güzel bacım! Onlar başlarına gelenleri hiç unutmazlar. Dedelerinin yasını ve bu yasın her dem suladığı kini tutarlar. Unutma güllere şah bildiğim gülüm... Tarihini iyi bil ki, bu Mehter yine dünyayı titretecek kudrete erişilecek zamanları beklemenin keyfiyle vursun. Unutma çiğ tanesi kadar taze gülüm! Tarihi yaşar gibi hatırladıkça, zamana buyuran olursun... Küçük dudaklarında mağrur bir gülümsemeyle, “Haklısın ağabey! Sepetçioğlu’nun romanlarını okurken bende kendi kendime aynı şeyi söylemiştim...” dedi.
.../...
Mehter vuruyor! Kalbim bir kös olmuş... Mehterle birlikte vuruyor... Mehter vurdumu... Sanki zaman duruyor... Yarınlar sabırsızlanıyor... Say ki kuduruyor!
Mehter vuruyor! Kader saatleri batmayan güneş için kuruyor...
Mehter vuruyor! Dinleyenine ihtar verir gibi...
Mehter vuruyor! Hayalimin sıcağında coğrafyalar erir gibi...
Mehter vuruyor! Bir bozkurt dağdan iner, bir boz doğan göğe yükselir gibi...
Mehter vuruyor!