Menu
SONPEYGAMBER.İNFO'DAN MANZUM MEVLİD-İ ŞERİF
Haberler • SONPEYGAMBER.İNFO'DAN MANZUM MEVLİD-İ ŞERİF

SONPEYGAMBER.İNFO'DAN MANZUM MEVLİD-İ ŞERİF



Sonpeygamber.info/tr/,yeni ve özel bir çalışmayı daha sizlerle buluşturuyor.

Asırlardır Hz. Peygamber'e duyulan bağlılık duygularının tercümanı olan ve Türkçe'nin en büyük şaheserleri arasında gösterilen Mevlid (Vesiletü'n-Necat) ilk defa Sonpeygamber.info için manzum şiir formatında İbrahim Paşalı  tarafından okundu. Şimdiye dek musikî potasında yorumlanıp okunagelen Mevlid, İbrahim Paşalı tarafından Sonpeygamber.info okurları için yeni bir konsept ve formatta seslendirildi.

Süleyman Çelebi'nin 1409 yılında kaleme aldığı, Hz. Peygamber'in veladetinin estetik bir dil ve coşkun duygularla anlatıldığı bu klasik eser, bu çalışmayla asırlar sonra yeniden yorumlanmış oldu.

SÜLEYMAN ÇELEBİ VE ESERİ

Mevlid-i Şerîf, 1351'de doğduğu tahmin edilen Süleyman Çelebi'nin yazmış olduğu ve Hz. Peygamber'in hayatını safha safha anlatan "Vesîletü'n necât" (Kurtuluş Vesîlesi) adını verdiği manzum bir eserdir.

Rivayete göre Süleyman Çelebi, Efendimiz Hz. Muhammed (sav)'in diğer peygamberlerden farkı olmadığı şeklindeki bazı vaizlerin ifadelerine içerleyerek, O'nun üstünlüğü ve O'na duyulan sevgiyi en güzel şekilde anlatabilmek için bu eseri yazmıştır. Mübarek gecelerde, doğumlarda, düğünlerde, çeşitli merasimlerde tevşihlerle ve Kur'ân tilâvetleriyle süslenerek mûsikî nağmeleriyle okunması güzel bir âdet olarak yerleşmiştir. Mevlid-i Şerîf bestelenmiş ve bestesi de uzun bir müddet okunmuş olmakla birlikte irticâlen, her defasında farklı güzelliklerde okunması daha câzip olduğundan belli bir süre sonra bu beste unutulmuştur. Tahminen o beste de icrâ edilen makamlardan oluşmaktaydı.

Mevlid, bahiradı verilen bölümlerden oluşmaktadır. Mevlid okuyanlara mevlidhân denir. Uzunluğundan dolayı ve ahenk değişikliği olması aşısından birkaç mevlidhân tarafından okunur. Mevlid-i Şerîf'e Kur'ân-ı Kerîm tilâvetiyle başlanır. Bazı bahirler kendi içinde de bölümlere ayrılmakla birlikte okunması gelenekleşmiş olan bahirler şunlardır:

Tevhid Bahri: Cenâb-ı Allah'ın varlığını, birliğini, kudretini anlatır. O'nu zikretmenin öneminden bahseder. Sabâ, bestenigâr, şevkutarab gibi makamlarla icrâ edilir. Öncesinde bu makamlardan tevşih okunur.

Nûr Bahri: Cenâb-ı Allah'ın "nur"unun önce Hz. Âdem'e ve sırasıyla diğer peygamberlere en son da Efendimiz  (sav)'e naklolunmasını anlatır. Hicaz makâmında okunur. Öncesinde hicaz makamıyla karar veren bir Kur'ân-ı Kerîm okunur ve hicaz makamında bir tevşih veyâ ilâhi okunur.

VelâdetBahri: Efendimiz (sav)'in doğumunu, doğumundan itibaren gelişen olağanüstü halleri âdeta sahneler. Rast makamıyla okunur.  Öncesinde Efendimiz (sav)'in doğumuyla alâkalı rast bir tevşih, aralarında da salât ü selamlarla süslenir.

Merhaba Bahri: Hz. Peygamber (sav)'in dünyayı teşrîfini müteakip O'na en güzel şekilde merhabâ (hoş geldin) diyen, O'nun şefâatini dileyen ifâdeler bulunan bir bahirdir. Uşşak makamıyla icrâ edilir. Yine uşşak ve benzeri makamlardan (beyâtî, ısfahan, hüseynî, muhayyer) tevşihlerle süslenir.

MiraçBahri: Efendimiz (sav)'in miraç mucizesini anlatır. Uzun olmasından dolayı bâzen  iki bölüm halinde iki icracı tarafından okunur. Hüzzam makamıyla icrâ edilir ve öncesinde miraçtan bahseden hüzzam makâmında bir tevşih okunur. Tevşih eviç makamında da olabilir ancak o takdirde mevlidhân bahire girerken makam çeşnisini hüzzam makamına getirmesi gerekir.

Münâcât Bahri: Okunması gelenekleşmiş olan son bahirdir. Cenâb-ı Allah'a münâcâtı, bağışlanmayı ihtivâ eder. Miraç bahrinin sonundan hüzzam makamından alınarak sonuna doğru sabâ ve hüseynî makamlarına geçilerek bu makamla bitirilir. Sonunda yine Kur'ân-ı Kerîm okunur. Dua edilerek bitirilir.