Edebiyat dünyasında ikinci yılındaki Şiar Dergisi, 6. sayısında okuyucusuyla tekrar buluştu. Temmuz-Ağustos-Eylül sayısıyla raflardaki yerini alan dergi, bu sayısında da edebiyatseverleri şiire, öyküye ve muhabbete doyuracağa benziyor.
Kendine özgü kapaklarıyla adından sıkça söz ettiren Şiar’ın bu sayısındaki kapağı da bir hayli dikkat çekiyor. Muhammed Ali’nin haksızlığa karşı savurduğu temsili yumruğun kalemle daha güçlü hâle geldiğini anlatan bir görsel tasarlanmış ve “En güçlü yumruk kalemle atılandır.” denerek edebiyatın gücüne dikkat çekilmiş.
Şiar imzasıyla yazılan “Şiarımız” sayfasında hakikati bulma yolunda çekilecek çileleri göğüslemek ve hür tefekkürün sesini yükseltmek için çabalamayı dert edinmek gerektiği vurgulanmış. Artık toplumun diriliş şuuruna vardığı ve doğrulup kıyama geçme vaktinin geldiği de hatırlatılmış.
Derginin ilk sayfasında Hukuk Profesörü şair-yazar Hüseyin Hatemi’nin 1979’da yazmış olduğu “Hamburg’da” adlı şiiri ilk kez yayımlanmakta. Sayfa dizaynında kardeşleri birbirinden ayırmayan derginin hemen yan sayfasında Tıp Profesörü şair-yazar Hüsrev Hatemi, “Özür Dilerim Cevad (Ulunay) Bey” isimli yazısıyla okuyucuların zihinlerinde musikinin ve estetiğin gücü hakkında ufuklar açıyor.
“Bamteli” sayfasında ise usta isim Berat Demirci, “Kitap Gibi Adam Olmak” adlı yazısında okumak faaliyetinin ehemmiyetine dikkat çekmekte ve kitapseverleri hayatlarında kitap gibi şahsiyet sahibi olmaya davet etmekte.
Şiirleri beğeniyle okunan isimlerden Celal Fedai, Serap Kadıoğlu ve Hakan İlhan Kurt da birer şiirle dergideki yerlerini alıyor. Şiar, bu sayısındaki diğer şair kadrosuyla birlikte okuyucuyu şiire doyurmaya niyetli: “Ahmet Bahadır Sarıkaya, Hatip Çiçek, Mahmut Düzen, Oğuzhan Bükçüoğlu, Hayrettin Taylan, Emine Özyanık Güler, Betül Kayalı, Abdulkadir Sevinç, Amine Havle, Hakan İncesu, Erdinç Avina.”
“Hasbihal” köşesinde derginin Genel Yayın Yönetmeni Serap Kadıoğlu, usta şair-yazar ve ressam Recep Garip ile dolu dolu bir söyleşi yapmış. Şair ve yazar adaylarında olması gereken nitelikler hakkında bilgiler veren Recep Garip, okuyucunun istifadesine sunmak niyetiyle nezih bir kitap listesi de hazırlamış.
Hüseyin Kaya, “Yayla Dumanlarında Türküleri Kaybolan Şair: Hasan Akçay” yazısında münbit coğrafyamızın esaslı şairini kendine has şairane üslubuyla anlatıyor.
Derginin Almanya’da psikiyatrist olarak görev yapan şair-yazarlarından Züleyha Tufangil'in bir hastasını konu edindiği “Call me Ishmael” adlı öyküsü oldukça etkileyici. Derginin diğer öykücüleri Muhammed Talha Kabaş ve Edanur Yüsra Kodalak ise farklı tema ve üsluplarıyla dikkat çekiyor.
“Yusuf-û Züleyha” serisine bu sayıda da devam eden Mümin Munis, kuyu ve zindan imtihanlarının sultanlığa tahvil sürecini kaleme almış.
Muhammed Ebrar Alar, Müslüman öncülerden“Hasan el-Benna”nın hayatını, çektiği çileleri, “Müslüman Kardeşler” cemiyetini kurma sürecini ve şehadetini anlattıktan sonra gençlere 20 tavsiyesini de okuyucularla buluşturmuş.
“Mutasavvıf Şairler” köşesinde ise Yusuf Yasir, dünyevî makamları terk edip uhrevî hakikate erme faziletine nail olmanın hayat bulmuş hâli, Celvetiyye pîri “Aziz Mahmud Hüdayî”den ve ibret dolu kıssalarından bahsetmiş.
Canan Karahan, “Sadece Bi’ Uğradılar” yazısında ülkemizde misafir ettiğimiz mazlum ve mağdur Suriyeli kardeşlerimizle sıkıntıları ve istekleri hakkında mülakat yaparak bir farkındalık oluşmasını temenni etmekte.
“Diyarbakır Mala Mine” isimli yazısıyla Tuba Batmaz, kültürümüze olduğu kadar edebiyatımıza da birçok eser ve edib kazandıran güzide şehrimiz Diyarbakır hakkında bilinmeyenleri anlatıyor.
“Parasızlığa (S)Övgü” başlıklı yazısında eleştirel bir bakışla Tuğba Çoşkuner, zengin-fakir ayrımına ve bunun edebiyata etkilerine değinmiş.
Derginin en renkli satırlarının yer aldığı “Su Akar Yolunu Bulur” köşesinde Su Kadıoğlu, Barselona hakkında okuyuculara bilgiler vermekte ve seyahat sırasında nelere dikkat etmeleri gerektiği konusunda faydalı uyarılarda bulunmakta.
“Sinema” köşesinde ise Oğuzhan Ceylan ve Samet Baş ortak bir çalışmayla İran Sineması ve Mecidi hakkındaki notlarını aktarıyor.
“Kamûs Namûstur” sloganıyla oluşturulan yeni köşelerden “Dağarcık”ta unutulmaya yüz tutmuş kelimeler okuyucunun bilgisine sunulmuş.
Derginin son sayfasında bulunan “Sarraf” köşesinde ise Fatma Atmaca, Esma Portlakkaya ve İrem Öztürk tavsiye ettikleri eserlerden bahisle okuyucuyu kitaba çağırıyor.
Derginin arka kapağında, büyük Allah dostu Aziz Mahmud Hüdayî Hz.nin “Nasihatname”sine yer verilmiş. Hazret, “Biz bu dünyada misafiriz, yolcuyuz. Sonunda ayrılıp gideceğiz. Sıkıntın varsa üzülme. Bir an sonra ne olacağımız belli değil.” diyerek asırlar öncesinden hakikati hatırlatmakta.
Dolgun içeriği, muhabbeti ve samimiyetiyle Şiar Dergisi, bu sayıda da okuyucunun gönlüne taht kurmaya kararlı görünüyor.