Gazeteci-yazar Hamit Can'in ilk kitabı "Derbesiye Günleri" okuyucuyla buluştu. Mardin'in bir sınır kasabası olan Derbesiye'de geçen çocukluk günlerini şiirsel bir dille kaleme alan yazar, anlatı türündeki kitabının nostaljik bir çalışma olmadığına dikkat çekiyor
Uzun yıllardır kültür, sanat, edebiyat ve düşünce alanında çalışmalara imza atan gazeteci-yazar Hamit Can'ın ilk kitabı "Derbesiye Günleri" okuyucuyla buluştu. Can, Erguvan Yayınları arasından çıkan kitapta, çocukluğunun ilk yıllarını geçirdiği Suriye ile sınır komşusu olan sevimli kasabayı taşıyor satırlarına. Babası demiryollarında görevli olduğu için geldikleri Mardin'in küçük ve şirin beldesi Derbesiye'de sekiz yıl geçiren Hamit Can, tren istasyonun Derbesiye'nin kalbi olduğunu söylüyor: “Tren adeta bizim kasabanın sembolüydü. Cengiz Aytmatov'un Gün Olur Asra Bedel'deki 'trenler gelir batıdan doğuya, doğudan batıya gelir-geçer bana' sözünü hatırlatır Derbesiye. Haydarpaşa'dan Bağdat'a giden yolcular başka dünyaların kapılarını açardı bize.”
SURİYE KARŞI MAHALLE
Türk, Arap, Kürt pek çok farklı kültürlerin bir arada yaşadığı kasaba, Hamit Can'ı çok küçük yaşlarda okumaya ve yazmaya teşvik etmiş: “Derbesiye'nin hem sosyo-kültürel yapısı ve hem de doğal güzellikleri, hayal gücümü iyi yönde kullanmamı sağladı. O zamanda ister-istemez okumaya ya da gördüklerinizi yazmaya yöneliyorsunuz. O yaşlarda bir sınır kasabasında yaşadığımızın ayırdına varamıyorduk” diyen Can, Suriye'yi karşı mahalleleri gibi gördüklerini söylüyor. Doğu'daki birçok sınır belde ve kasabanın bir bütün iken Misak-i Milli sınırlarının çizilmesiyle birlikte yaşanan bölünmüşlüğün acısına dikkat çeken Can, kitabında sınır bayramlaşmalarına da geniş yer veriyor.
DERBESİYE: GEÇİLEN YER
"Geçit, geçilen yer" anlamlarına gelen Derbesiye, birçok yolun, hem de sel baskınların geçiş noktasıymış. O dönemlerde ticari açıdan canlı olan kasaba, şimdi kaderine terk edilmiş. Beldenin günümüzdeki adı Şenyurt. Hamit Can, bu kitapla Türkiye'deki Derbesiye'lere de dikkat çekmeyi amaçladığının altını çiziyor: “Sadece Mardin'in değil, her bölgenin bir Derbesiyesi var. İşsizlik sorununun yaşanmadığı, insanların birbirine güven ve saygılarının yaşatıldığı yüzlerce belde kaderine terk edildi. Bu kitapla insanların dikkatini bu topraklara çevirmek istedim. Bir şeyler yapmak için geç değil.”
Anlatı portrelerle devam edecek
Derbesiye Günleri'ni kitaplaştırmaya devam edeceğini söyleyen Hamit Can, bundan sonraki çalışmalarında kasabanın tarihine, insan portrelerine ve 1960'larda yaşanan ve hafızalardan silinmeyen olaylara yer vereceğini ifade ediyor. Kitabın çocukluk hatıralarını barındıran nostaljik bir çalışma olarak görülmemesi gerektiğine vurgu yapan Can, ilk kez denediği anlatı biçimini kullanarak edebi bir çalışma ortaya çıkardığını söylüyor.
(HATİCE SAKA, YENİ ŞAFAK, 02.03.2009)