Menu
KALBİNE DİKKAT ET, SEVDİKLERİNE DİKKAT ET, SEVMEDİKLERİNE DE
Deneme/İnceleme/Eleştiri • KALBİNE DİKKAT ET, SEVDİKLERİNE DİKKAT ET, SEVMEDİKLERİNE DE

KALBİNE DİKKAT ET, SEVDİKLERİNE DİKKAT ET, SEVMEDİKLERİNE DE

İnsan  insansız yaşayamaz. Büyük metropollerin kişisel yalnızlıkları da olsa, sessiz sakin bir sahil kasabası da olsa insan insana ihtiyaç duyar. Zaman zaman Cemil Meriç’in ‘İnsanlar kıyıcıydılar, kitaplara sığındım.’ sözüne iç geçirsek de, kendi yalnızlığımızın ördüğü sessizlik kulelerinde bir süre sonra düşüncelerimiz birer akbaba gibi yakamıza yapışır ve bir insan sesini özleriz.

Akademik dünyanın soğuk gri ama geniş koridorlarında bu yalnızlıklar daha çok hissedilir. Etrafımızı saran onca kalabalığın ortasında müzmin yalnızlıklarımıza aşık yaşarız. Kitaplar, makaleler, sunumlar, tezler yayınlar… Herbiri bir heyyulanın çığlıkları ile bizi korkutarak mağaramızdan çıkmak konusundaki niyetlerimizi altüst eder.

İşte tam da böyle bir ruh hali içindeyken; içten, samimi, dürüst, sıcak ve keyifli bir arkadaşa ihtiyaç duyarız. Yağmurda kalmış kedi yavrusunun başını okşayan bir el şefkatiyle bizi teselli edecek, ama ayaklarımızı yerden kesmeyecek bir ses isteriz. Kulaklarımıza değecek o ses; kalbimizin o düğümlenmiş burukluğuna, o gölge-sarı sonbaharına, o yarım nefeslik rüzgarlardaki aceleliğimize nefes aldırmak için duyulmalıdır.

Aşağıda okuyacağınız mektup, böyle sıcak ve samimi bir sese ait.

Yüzlerce öğrencisine ilham kaynağı olmuş, hayatın zorladığı her kulvarda, öğrencilerine sevgiyle ve bilgiyle görünmez şehirler inşa etmiş; onların bu şehirlerde üstlendikleri sorumlulukları, başardıkları projeleri, üstesinden geldikleri aşamaları gururla takibetmiş içten bir ses…

Kıymetli hocam Necdet Subaşı’nın iki bölümden oluşan ve akademik dünyanın merdivenlerini tırmanmaya başlayan öğrencilerine öğütlerini, strateji ve önerilerini içeren mektubun birinci bölümü birçok yönü ile eğitim hayatına katkı sağlayacaktır.

Subaşı’nın ‘kalbine dikkat et, sevdiklerine dikkat et,  sevmediklerine de…’ sözünün etrafında örülen mektup, aslında yaşamın temel kriterlerine de vurgu yapan bir ‘farkındalık bildirisi’ gibi okunmalıdır.

***
mektupAleyna,
Sana uzun zamandan beri bir mektup yazma niyetim var ama bir türlü gerçekleştiremedim. Birkaç nedenle bu niyetimi geciktirmek zorunda kaldım.Birincisi öncelikle zaman darlığıyla alakalı. İnanılmaz bir yoğunluk içinde nereye doğru gittiğimi hatta nereye savrulduğumu tam olarak kestiremiyorum.

İkincisi daha özel bir anlam taşıyor. Aleyna’ya söylemem, duyurmam, iletmem gereken şeyler konusunda yetkin bir çerçeve oluşturmakta henüz bir mesafe almışlığımdan söz edilemez.  Şu ya da bu hiç önemli değil bugün mektup yazma konusunda şimdi kendimi daha güçlü hissediyorum.
Aleyna,
Hedeflerine ulaşma konusundaki gayretin her türlü takdirin üzerinde. İnşallah zaman içerisinde hedeflerin büyüyecek ve her şeyin yolunda gitmesini zorlayacak hiçbir şey kalmayacak. 
Üniversite birkaç küçük ölçekli deneyimin olsa da çok daha büyük hedef ve mutlaka korunmaya ve içselleştirilmeye ihtiyaç duyulan bir aşama. Bu nedenle yeni dönemde okuluna sıkı bir şekilde asılmanı ve asla mevcut gereklilikleri ihmal etmemen gerektiğini düşünüyorum. Okulun sonundasın ve elinde, bittiğinde üzerinde çalışabileceğin sağlam bir mühimmat olmalı. Bunun için birkaç şey var:
Her şeyden önce iyi bir üniversite tecrübesi hatta daha dar anlamda iyi bir lisans tecrübesi, sağlıklı bakış açısı, zihin açıklığı ve eleştirel duyarlılık gerektirir. Asla küçümsenmemesi, atlanmaması gereken bir dönemden söz ediyorum.
Sadece öğretim elemanlarını takip ederek kendi inşanı gerçekleştirmen bir hayli zor. Evet, tüm hocaları dikkatle takip etmek, onların özenle vurguladıkları müfredatı her zaman ilgiyle takip etmek tabi ki çok önemli.  Ancak bundan daha da önemlisi senin bu bilgiyi değerlendirecek, süzecek ve gözden geçirecek çapraz bilgilenmelere de açık olman. Aslında bu, senin önüne gelen her şeyi kesintisiz bir sadakatle kabul etmeni engelleyecek, akademik ve entelektüel duyarlılıklarının güçlenmesini sağlayacaktır.
Öte yandan eğitim aldığın yerde seninle buluşan bilginin her zaman sıkı bir kritiğe ihtiyacı olduğunu da unutmamalısın. Bunun için de her şeyden önce sağlam bir altyapıya, derin bir tefekküre ve tabii ki kapsamlı bir disipline ihityacın var.

SUBASI NECDETPek çok şey öğrendin, pek çok şey de öğrenmeye devam edeceksin. Nihayetinde pek çok şeyle de sınanacaksın. Yapılacak çok şey var. Ama takdir edersin ki her şeyi bilmek de öğrenmek de mümkün değil. 
Kaldırabileceğin yük seni bekliyor ama gereksiz, seni sadece malumatfuruşluktan öteye götürmeyecek bilgilerle de vakit kaybetmemen gerekir. 
Aleyna,
Bütün bu önerilerim için kısmî  tecrübelerinin varlığına rağmen yine de yaşının çok genç olduğunu belirtmek isterim. Hangi alana yöneldiysen o mecrada amatör değil profesyonel, bilgin değil âlim olman gerekir. Bu da senin, sahada gerçek bilgi kaynaklarıyla ve gerçek nitelikli arayışlarla buluşmanı gerektirir.
Aleyna,
Akademik ilgini sanat ve edebiyattan kopuk bir şekilde sürdürmemelisin. Bol şiir, bol öykü, bol roman, hatta sanatın belli başlı alanları … Bütün bunlar seni sıradan olanın ötesine geçirecek, sıra dışı ilgilerle beslenen varoluş çabaları hem senin hem de çevrendekilerin donanım zenginliğine ulaşmasında kayda değer bir katkı sunacaktır. Birlikte beslenmenin gücünü asla küçümsememelisin.
Aleyna, 
Bu süreçte duygular önemlidir. Gurbettesin ve en sevdiklerinden uzaktasın. Bunların eksikliğini gidermen mümkün değil. Telafi olanakları tabii ki var. Yakın arkadaşlıkların daha yaşamın baharında yaşadığın bu yalnızlığı aşmanda sana şaşırtıcı katkılar sunacaklardır. Kalbine dikkat et. 
Sevdiklerine dikkat et… Sevmediklerine de…
Derin duygularla yakınlaşacağın/uzaklaşacağın her şey gerçek ve sahici ilgilerini baltalayabilir. Bütün bunları akıl ve ferasetinle aşacağına olan inancım sonsuz.
Bu duygular içinde sana başarılar diliyorum. Burada, bu güzel coğrafyada senin başarıların, huzur ve mutluluğun için dualarımı seferber edeceğim.
Mutluluklar diliyorum.
Allah’a emanet ol.
Hocan

14 Kasım 2011