BEDİRHAN’IN SONSUZLUK SEFERİ VE FİLİZ BALCI’NIN BÜYÜK TESLİMİYETİ
“ Ölüm bize ne uzak bize ne yakın ölüm
Ölümsüzlüğü tattık bize ne yapsın ölüm.”
Şair Erdem Beyazıt’ın mısraları… Sonra Üstad Necip Fazıl Kısaküreğin: “ Öleceğiz; müjdeler olsun, müjdeler olsun! Ölümü de öldüren Rabbe secdeler olsun!” diyerek seslendiği unutulmaz nidası…
Kasımlar korkutur beni, tabiat nasıl ki sararmaya durur, hüzün kuşanmış ağaçlar, dallar, sonbaharda hazanı yüklenir. Hüznün duraklarında, özlemler odağında baki âleme göçmüş sevdiklerimi bir bir anma zamanlarında bulurum kendimi. Bu hazan elbet geçicidir. Baharla beraber solan tüm yapraklar, boynunu bükmüş dallar, sararmış otlar daha bir gümrah açacaklardır tabiatın bağrında. Sünnetullah gereği ölüm ve diriliş içiçedir. Misafir duyarlılığıyla konakladığımız dünyada yaşama sarıldığımız anlarda, hayatın en kuşatan anlarındagelir ölüm haberleri.
“ İçimde kaynayan bir mahşer var
Bu mahşer bir de annelerin kalbinde kaynar
Çünkü onlar yün örerken pencere önlerinde
Ya da çamaşır sererken bahçelerinde
Birden alıverirler kara haberini
Okul dönüşü bir trafik kazasında
Can veren oğullarının.” Derken Sebebey şiirinin en etkili mısralarıyla anne yüreklerini anlatır şair . Neden bu mısralar geldi aklıma Filiz Balcı’nın gencecik oğlu Bedirhan’ın ölüm haberini duyunca. Bir annenasıl karşılar ölümü, kaynayan bir mahşer yerine dönen yüreğiyle hangi kapıya koşar, hangi merhemi sarar yaralarına, hangi insanın sıcaklığı doldurur boşta kalan özlemlerini…
Filiz Balcı, haberi aldığında eminim ne çamaşır seriyordur ne de yün örüyordur pencere önlerinde. Yüreğini ümmetin sancılarına açmış bu güzel insan her dem savaşa dönen yaşamının duraklarında dimdik, bizlere özveriyi, sabrı, çalışkanlığı, adanmayı gösteren ender ablalarımızdan. Onun yanında olduğunuzda bu dünyanın mevsimleri sıyırılır avuçlarınızdan, ötelere doğru bakan gri gözlerine yüklenmiş hüzünle siz de gerçek dünyanın duraklarında bir durak arama telaşına düşer, adeta utanırsınız, isteklerinizden, dünyalıklarınızdan, kaygılarınızdan, renklerinizden, tüm telaşlarınızdan. Filiz Balcı size ahreti, size Allah’a teslimiyeti, sürur duraklarında yıkanmış tebessümleriyle, kederli yüzünün her kıvrımında, cennete ayarlı bir hayatı taşıyan ender şahsiyetlerdendir.
Yakın bir zamanda, dava arkadaşı, dostu, sırdaşı kardeşi Adnan Balcı’ın kaybından sonra oğlu Bedirhan’ı ebedi âleme yolculamak elbet kolay değildir. Taziye için yanına gittiğimizde Rabbimin hiçbir insana taşıtmayacağı yükü yüklemediğini bu güzel insanın metaneti ve eşsiz sabrını görünce daha bir anladım. Onu teselli etmek için düğüm düğüm kelimeler… Ama teselli arayan bir yürekten çok, mutmain, sabırlı, onurlu bir teselliyi kuşanmış bir insanla karşı karşıya kaldığımızı anlıyorum.
“ Bedirhan gençliğinin deli zamanlarını yaşadı, izin verdim. Sonra bana dönüp ben kendim inanmak istiyorum, sen bana bir meal getir dediğinde ona sade yazılmış meal getirdim diyor. Sonra bu çok kısaymış uzunu yok mu bunun hani Tefsir diyorlar ondan istiyorum dediğinde, Seyyid Kutup’un tefsirini verdim okusun diye.” Sonrasında mahalledeki abilerinin onu sabah namazına çağırmak için nasıl komplolar kurduğundan, oyunlar yaptığından bahsediyor gülümseyerek. “ Saf çocuğum, koşarak giderdi gaza gelip camiye, iyi ki de abileri onu yüreklendirmişler…” derken taze acısının hüznünü kuşanmış çehresinde bulutlu tebessümlerle bize bakıyor…
An an cennetini imar eden bu yürekli kadına, onun etrafındaki yüzlerce teselli vermek için toplanmış eşine dostuna bakıyorum. Kayıpların kazanca dönüştüğünü bir kere daha okuyorum onun gözlerinin derin bakışlarında. Hastalıklarıyla imtihan olurken dik duran teslim olmayan bedeni sevdiklerini bir bir kaybettiğinde de dik durarak teslimiyeti, inanmayı, bulmayı öğretiyor bizlere…
An an cennetini imar eden bu yürekli kadın hiç kimseyi unutmuyor. Çalıştığı Vakıf binasında genç kızlara, delikanlılara ablalık yaparken onlara bilinçli okumanın duraklarını gösteriyor. Engin bakış açısı, sarsılmaz iradesiyle savaşa dönen yaşamında arkasından yürüyen gençlere yılmamayı öğretiyor. Bunu yaşantısıyla bizzat yaşayarak öğretiyor Filiz Balcı. O’nun dünyasında kolaycılığa, yapmacık ilişkilere, dumura uğramış inanç sapmalarına yer yok. O dosdoğru bildiği yolda Rabbe kul olarak, hem ablalık, hem annelik, hem kardeşlik hem de evlatlık yapıyor. Acıların olgunlaştırdığı yüreğiyle onu bekleyen nice görevler var. Biliyorum, mahşere dönen yüreği yine umut ve ümit aşılayacak yine tükenmeyecek. Bittim dediği anda yetişen Rabbine sığınarak özlemlerinden ilham alarak bizlere yaşayarak dobra dobra yaşayarak sevmeyi, vermeyi, kaybetmeyi öğretecek… Bitmeyen enerjisiyle bizlere ümit ve umut aşılayan sevgili Filiz’in acısını derinden paylaşıyor, evladına Rahmet diliyorum…
(25.11.2013)
1971 Reşadiye Tokat doğumlu yazar Lise ve Üniversiteyi İstanbul’da bitirdi . Kısa süre muhabirlik ve öğretmenlik yaptı. Bağcılar ve Bahçelievler Kültür Mdlüklerinde görev aldı . Pamuk Şekeri Çocuk Dergisi’nin genel yayın yönetmenliğini yaptı. Edebistan Sitesi’nin söyleşi editörlüğünü bir süre sürdüren yazar İstanbul Yazarlar Birliği Yönetim Kurulu üyeliğinde bulundu.