dilin döndüğü kadar konuş,
dilinde ölümcül bir yarayla
yarada yaşayan
o karmakarışık tınıyla
kekeme kuşlara, tedaviye yaklaş
bu tarafta hep şöyle bir manzara
yorulmaktan daha çok korkular var
yorulmaktan daha büyük yorgunluklar
soğuk zamanlara doğru birkaç soru
soğuk zamanlarda donmuş dudaklarda
hiçbir yabancı dil bilmeyen buğu
hiçbir kusuru olmamak da kusur çünkü
hiçbir yüze dokunmadan geçmek de
yırtık bir rüzgarla beraber çalarım oysa
çatlamış tenine rağmen öpülmekten kaçmayan
o ruh haline
kıpırdayan her şeye atmaca kuşun
kıpırdayan her şeye
yaz ışıklarında kanatları yanık
titreyen kurşun
bilseydim dondorurdum bu sabahı
bu lehimlenmekten bıkmış usanmış yeryüzünü
bu kasvetli saatleri bu perisiz bacaları
nereye savurur
nereye savrulalım
ey yaz ışıkları
bakışındaki o delik deşik mermiler
o vınlayan armoni ve saçların dağınıklığı
karışır gider kalabalığa
ölümlerdeki kalabalığa
düğünlerdeki kalabalığa
kirpiklerindeki keskin öldürme duygusuna
mücevher dedim inandım parlaklığa
o kendinden uzak yanılgıya
balkon dedim güvendim
asma dedim göğe yürüdüm
perde dedim güneşten yandım
birdenbire aldanmış bu toprağa
1977 Sivas-Suşehri doğumlu, Dumlupınar Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesinden mezun oldu. Milli Eğitim Bakanlığı’nda Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni olarak çalışmakta. Taş Beşik ve Minyatür Okuyucuları, Türkçenin Göklerinde olmak üzere üç şiir kitabı yayımlandı. Şiirleri ve yazıları İpekdili, Dergah, Merdivenşiir, Karabatak, Yediiklim, Hece, Fayrap, İtibar, Muhit dergilerinde yayımlandı. İstanbul’da yaşıyor.