Hayat bir nehirdir tersine akmaz
Hedefe doğru yol alınır at gözlüğüyle
Koşuşturmanın yönü daima ileriyedir
Bisiklet sürüyor gibidir insan
Durursa sanki düşecektir dünyadan
Fakat kendi çarptıklarına / düşürdüklerine
Bir lahza dönüp de zinhar bakmaz
Ya başa güreşilecektir bu çayırda
Ya da peşreve hiç çıkılmayacaktır
Gözlerini kaldırıp göğe de bakamaz modern insan
Başını kaşımaya vakti kalmamıştır artık
Tefekkür etmek için bir ülküsü de
Yahut ankilozan spondilit demiştir FTR uzmanı
‘Güneşgöstermez’ hastalığına yakalanmıştır
Hoş, bakmaya takat getirse yine nafile
Bastırır pırıl pırıl şehirlerin cezbeden şavkı
Gök kubbenin o gizemli karanlığını
Bir çatlak var mı diye bakarsın
Bir yıldız dahi göremezsin gök parlamasından
Bu yüzden gök ada uzaktır hayatımızdan
Freni patlamış birer kamyondur
‘Cesedim yakışıklı olsun’ hevesine düşenler
Ezer önüne çıkan lobutları(!)
Narsistlik bir hastalık değildir şimdi
Şeritlerin hepsi kapatılmıştır
Parası bastırılmıştır birer birer
Ve…
Ölüm aşırı uzaktır ‘Viaypi’lere
Dünyaya maillere sınırsız level
Öyle görmüştür çünkü büyüklerinden
Fakat toslar bir gün mezar taşına
Ki birinci kalite mermerden yapılmıştır
Hayal kırıklıklarıyla yüzleşenlerin naçar
Tozpembe hülyalardan yuvarlandığı
Tahammülfersa bir karanlıktır
Son nefeste kapanıverir perde
Ömürler tükeniverir bir koşu
Biter nihayet onca telaşe
‘Derya nedir bilmez ol mahiler’
Gözlerini ötelere diken ahiler
Aşınca ‘Finish’ çizgisini ilk adım
Düşerler içine âlem-i gaybın
Tepetaklak ansızın
Ve yaşarken meczuplar deliler
Eğlencesi olsa da akıllıların
Ölünce belli olur dâhiler
Çankırı’da doğdu. İlk, orta ve liseyi Çankırı’da okudu. Anadolu Üniversitesi. (AÖF) İş İdaresi bölümünü ve Konya Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesini bitirdi. Konya’da ikamet ediyor. Salih Elyesa müstearıyla Konya’da yerel bir gazetede köşe yazıları yazdı.