TENİNDEKİ ECZA

Çok sıcak bir çağın altında serin yeraltı suları

Keman sesi ipince boynunla kıvrılıyor

İpince sesinde büyük savaşlar büyük siperler

Günden güne daha derin kazılan

Günden güne sesler ve renkler eşliğinde

Kelimeler ve çağrışımlar eşliğinde

Bir mevsimin içinde böyle güzel

Böyle büyük senfoni içinde çalkanışı

Açacak her çiçekte zamanın bir asır uzayışı 

Bir bağbozumu sonunda iki kurumuş üzüm 

İki medeniyet arasında gidip gelen hüzün

İki kıta arasında donuk bütün vakitler

Bütün vakitlerin içindeki kıvılcım

Ne tarafta intihar edecek bu arzu

Ne tarafa dönüp bakacak bu ilkbahar 

İçinden taşan binlerce soru 

Ey içimden gelenlerin sonuncusu  

İçimin bütün katmanlarında gezinen 

Yeni yaratılmış taze buğu 

Gecenin ve gündüzün tamamlayıcısı 

Wagner'in tuşlarına dokunuşu 

Ellerinden bana doğru uzanan o saf doku...

Benim için yırtar mısın evrendeki zarı

Benim için atar mısın üzerinden

İnsanların tanrısı karanlık örtüyü 

Çıkar mısın ay ışığım düşer misin denizdeki 

Cesedim üzerine bir tan vakti

Günlerin o yaşlanan vakti

Delirmenin o kıyamet vakti

Okşayan ve dirilten sesindeki

Göktürk vakti

Kıpkızıl orduların var bilirim

Balıklar kadar kaygan, narin o tenindeki ecza... 

Bir dokunuşla bir hayal arasında o tenindeki ecza

Dudaklarında kurulmuş cennet ve cehennem arasında

O tenindeki ecza

Ateşle o duman arasında sıcaklık 

Barutların asırlardır kokusundaki o akış

O kahrolası bitiş çizgisi

Güneşi doğururken yeniden yaratılan dünyada 

Şimdiye kadar hem doğuda hem batıda 

Yaratılmış en güzel ceza

Tenindeki ecza