Menu
Seyyithan ile Sevinç’in Karayolları İçün Sanat Yapısı Hüznü
Şiir • Seyyithan ile Sevinç’in Karayolları İçün Sanat Yapısı Hüznü

Seyyithan ile Sevinç’in Karayolları İçün Sanat Yapısı Hüznü

Kendini bir an önce kaybetmiş olan

Ve ikimizin arasından

Folk bir yara olarak adem olmuş şiir

Dünya gözü enfekte bu yol

Bu üzüm sıcağı,

Tenini ispanyolca öpücüklerle ıskalıyor.

Bu aksak ritmim seni derelerden

Şevli ağlak duvarlardan

Söküp getirirdi.

Sen yine de bildiğin

Yık duvarları yık

Yık duvarları yık


Kendi ağırlığıyla toprağı tutan sıkıntım

Seni bir yezidi örgüsüne bağlayıp

Yeminelerle geri getirebilirdi

Yemin ederim

Gözlerim kan çanaklarında kurt bir kırmızıyı

Defalarca uludu

Terkedilmiş anların foseptik çukurlarından

Damıtılmış bir orkestraya

Ben mi yoksa sen mi vurdun

Antik bir yolun nakliyesini

Metil mavisinin geçmeyen sonatını.

Ben bu kadar

(elimle gösteriyorum)

Sahip çıkarken tarhanalı tiger ekmeğime


Sen mütevellit mi dedin

Sen muhteva mı dedin

Ne dedin elindeki sevmek parçasını

Tilki kuyruğuyla kanatmadan

Dağ kekiğiyle paçal yaparken

Gümüş yüzükler her gece bir aşkı

Şehir dışına döküp gelir

Taş tozu kalır, kil kalır,

Havva'nın el izi kalır,

Kır parmakları kır

Kır parmakları kır


Kopuk bir kablodan sızan insan sesleri

Yolları, hemzemin geçitleri,

Engelsiz kaldırımları kaplayan bir desen olur da

Boyut kazandıramaz görmeye

Sen yaylıları mavi tren güzergahına basarken

Arada bir sevda namına o ses çıkmaz

Kuşlar incinmez.

Kır kanatları kır

Kır kanatları kır


Vokal bir mevsimin

Son anda kıpırdadığı yorgun santigrat,

Yaz arasına en kırılgan yağmurları gizlediği

Seni seviyorum tiklerine dönüşür.

Öğleden sonraları tempolu kırılgan müziğin

Aceleci ve kendi etrafında dönüyor

Biraz yavaş olsan belki suyundan içeceğim

Matarana endemik bir lale soğanını

Tersten resmedeceğim, akmazsan.

Bundandır, bil.

Sesin pencere korkuluklarında

Çocukluğumu seslendiriyor antipas

Bundandır

Ritmi çok çabuk giriyor dizlerime

Kır omuzları kır

Kır omuzları kır


Bu kadar odaklanmışken

Bu kadar çok gar bakışını ötelemişken

Bir öpücüğü benim için hep hazırda bekletmişsin

Hiç mi hiç gizlemedin.

Bir aslanağzı bahçesinde annemden

Öğrenmiştin sanki tohum ekme şiirini

Tourette sendromu bir gitarı

Bir gül ağacının defans arasından çıkarıp

Babamın kardeşime söylediği şarkıları yuvarladın

Misket kuyusuna tavuk götü atışınla.

Bu kadar şiirsel bir dili nasıl da bildin

Serbest bir şiirin kirasını ödeyemediği

Bu günlerde

Kır dizeleri kır

Kır dizeleri kir


040624

MÜCAHİT

1993 yılında Muş’un Bulanık ilçesinde doğdu. İlkokul ve liseyi Manisa’da okudu. Konya Selçuk Üniversitesi Harita ve Kadastro Programı’ndan mezun oldu. Evli ve bir çocuk babası. Kimi dergi, fanzin ve edebiyat portallarında şiirleri yayımlandı.

Diğer Yazıları