Kurtlara söyledim ayazın bir alışkanlık olduğunu
Bu söylev çok uzun sürmese de ulu dağ dorukları
Yalnız bir salıncaktan düşmedi beyaz örtüsü göğün
Yalnız bir erkek neye denk düşer ki bugün
Viyolonsel çaldı durdu damadın kaçtığı düğünde
Dedim bölündünüz sislerin dağıldığını unuttunuz o günde
Bir yamaca doğru yürüdünüz yamaçtan aşağı yuvarlandı dublör
Bir tacir kanda boğulmak adına koştu
Bütün kara taşlar yabancı geldi size bütün kara
Yassı olan ne varsa kimliğinizde sakladınız
Düşürdünüz kayaları koparıp koparıp destandan
Çılgınca çılgınca delirircesine çırpınan
Tanzimattan
Bundan sonra kilit ekranı biraz siyah
Gece modunda bir dünyanın ortası
Bir yaz daha giydirilmek üzere gezegene
Bir bulut ve tan, kopan tül gibi ağıyor koltuklar üstüne
Ama siz çalın dedim durmadan çalın siz
Bütün akşamlara, geri gelmez günlere çalın
Bunu duyarsa Berlin’de bir şansölye
Hükümet krizlerine, yönetmeliklere çalın
Yazın kısacık tatillerine artık yemeklere
Dünden kalan bütün öğünlere bir kerpiç
Bir çatı yoksunu evlere yıldırım
Bozkırda başlayan cumhuriyet balolarına
Egzistanyalizmi yanlış anlayan gençlere çalın
İnfaz koruma memurlarına bıkkınlık çalın
Marmara Cezaevine çalın
Güneşe , denize, şubat yansımasına
Bitmeyen davalara bir duruşma başlasın
1977 Sivas-Suşehri doğumlu, Dumlupınar Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesinden mezun oldu. Milli Eğitim Bakanlığı’nda Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni olarak çalışmakta. Taş Beşik ve Minyatür Okuyucuları, Türkçenin Göklerinde olmak üzere üç şiir kitabı yayımlandı. Şiirleri ve yazıları İpekdili, Dergah, Merdivenşiir, Karabatak, Yediiklim, Hece, Fayrap, İtibar, Muhit dergilerinde yayımlandı. İstanbul’da yaşıyor.