kim kırdı çocuk bilmişliğimi
ve kim yırttı, girişimci öğrenme atlasımı?
zar atan bir ömre yazgılıyken,
kaşınmış, çokça da zorlanmış insanlık
insanlık ki tırnakları uzun ve cilalı.
yazgılı olduğum düzen neresi
aşkım hece hece yenilerken kalbimi.
benim dair olduğum sana da dair mi?
uzantısı vuslat olan hikayenin
kestirmesi hangi ayrılık.
üst başlığı ikbal olan
sürmanşet, çabamın neresi
antolojik kaygıların hangi şıkkında
üstü çizili tercihim.
hangi mavallar iz sürer yüzümü döndüğüm kutsala?
omuz verilmeyen bir sancının göbek bağı yüktür
bana sahici hayatı sınayacak
acılar öğret.
acının acemisiyim beridir,
ağaçlarından çokça topladığım susmalar
bilmediğim bir ağrının kınanmasıdır.
bu susmak yaşanılası değil
ekmeksiz, amelsiz, özlemsiz kalmak…
ben ki kederin anasıyım
derdin babasına birinci göbekten bağlı
tuhaf bir yanılgının
acınmış vahları yani.
ben ki bir yazgının
yarım bırakılmış satırı
ne okunası cümlesi ne çekilesi hecesi…
herkes herkesin aşinası yokluğunda.
alışmak insana dair
bıkıp usanmak neye…
ne çok istedim oysa
okunulası bir şiirin
yaşanılası yazgısı olmayı.
“olmak ya da olmamak” tüm mesele bu değil ki
sayın Shakespeare!
bence mesele niye olmak ve olmamak niye…