gömleğimden kara günler taşıran
seni ben içtim en mahrem iklimde
özlemin tuzu dağlamış dudaklarımı
bugün temmuzun otuzu olsa gerek
yandıkça şavkıdı yılan çıyan
tepelerde kuru otlar üstünde
bir gülümseyiş kaldı ancak
bir kekeme şaire tutuldu dilim
ay ıskalayıp geçti yanaklarımı
beni bir çeşmenin yalağında buldular
musalladan sehpalar kuruldu
da açılmadı bir bana gönlün
ben usanmadım yanmaktan
sen vazgeçmedin ecelle oynamaktan
bütün kapılar ardına kadar kilitli
buzdan kılıçlar çekildi sözler içinden
salkım salkım bir cehennem balkıdı
mağmadan gelen bir yakıcı sesle
dağların öğrencisi olmaya ramak kaldı
ben hiç deniz görmedim mavilik yok gözlerimde
saçlarımın kıvrımlarında çokça martı var
ay ışığının en parlağı döşümdeki hasır izinde
çokça düş kurduğumdan belli
sarı bir zehirle adını anmaktan
kanatlarımda son güzün kamçı sesi
her şey yarım bir tek bu tamam
gam dağının altında dili kırık bir terazi
sabah akşam öperim acılarından
görsem ne olur görmesem ne denizi
1961 Amasya – Taşova doğumlu. Evli 6 çocuk babası.Kızılırmak, Martı, Muştu, Edebi Pankart, Aylık Dergi, İzdiham, Yedi İklim, Türk Edebiyatı, Aydos, Dil ve Edebiyat, Mahur Beste ile Birnokta, Karayılkı gibi dergilerde yazdı. Eğitimci olan şairin Fena Halde İyiyim ve Siyah Kuğu adlı iki şiir kitabı bulunmaktadır.