Sana dair düşlerimi hıfzettim de öyle çıktım huzuruna bunu bil
Yüreğinden tutundum hayata ve kılıncını uladım bir bir umutlarıma
En çetin savaşların gözyaşlarını biriktirdim ömür kâsemde nimet bilip
En yılmaz savaşçıları dize getiren gelip çatıncaya dek, bekledim seni
Ne ağır uykudur bu, bir asırdır gözkapaklarımıza asılan yük ne ağır
Şarkın çıbanları yere sermekte zayıf bedenlerimizi, mecal kalmadı artık
Garbın enikleriyse yüklendikçe yükleniyor fırsat bilip kocamışlığını kurdun
Yollarını gözlemekten bitap düştük, ey selamet muştusu, nerde kaldın
Her yan ateş topu, insafı yok ateşin, kor eder kör ve sağırları
Önümüze serilenleri -aşikâr- ardımıza attığımızda sızlamadan yürek
Heyulalar gibi üstümüze geldikçe korku, açılıyor fal taşı gibi gözlerimiz
Sekine tohumları ifsat oluyor, her nefeste dünya kana kesmekte
Nerede necat ordusu salah ve salahiyet nerede bilen beri gelsin
Enformasyon harbinde bitaraf mı olmak gerek bertaraf mı ne zor seçim
Bilmem ki İskender’in kılıncı açar mı dolandığımız bu kördüğümü
Paramparçayız, hüsran ezberledi gözlerimiz, Ortadoğu’da ölmek var
Çankırı’da doğdu. İlk, orta ve liseyi Çankırı’da okudu. Anadolu Üniversitesi. (AÖF) İş İdaresi bölümünü ve Konya Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesini bitirdi. Konya’da ikamet ediyor. Salih Elyesa müstearıyla Konya’da yerel bir gazetede köşe yazıları yazdı.