MAZİ-HAL-MUZARİ

MAZİ...

sakıncalı bir iştir şimdi
kırkikindi yağmurlarını yeniden solumak
sözcükler bir infilak gibiusumda
ellerimde buhran, sesimde buğu
yün örerdi annem gecenin al yalazında
yaban bir kederdi sadece yaşamak dediğin
ağu ağacının dalından
toprağa gazel düşürürdüm
yalnızlığa yamadığım gökyüzü,
bir şarkıya çalıyor gözlerimi...

HAL...

doğrudur ;
soluksuz bir baharı tek cümleyle soluduğum
seni de ekleyip susuşlarıma,
bir cümle ile koşuyorum sokaklarda...
deli divane bir feveran gökyüzü...
bir uğultu kaynıyor gecenin derinliğinde.
ayakları öpülesi bir sevdanın gözlerinde,
yanarak sevmenin toprağına uzanıyorum
sonrası yağmur,tufan..
kalbim savaş sonrası intifada...
sadağımda acının türküsü,
hançeremde tütün buğusu,
Filistin gözlüm sevmiştim seni oyy!!
örselenmiş vakitler aşkına,
yokluğunda seni özlediğim günler hatrına
sesim acının kördüğümünde...
bir yağmur beddusası bu aşkı taşımak,
Yusufca bir duruşun mahpesinde
Yakubun gözleri kadar elemli
beytül hazan, bu yürek dediğin...
yalnızım hayatın en manalı çağında...
ve doğrudur;
yüzümde nehirlerin uykusuzluğu,
sen gelince
ay doğuyor ümidimin yıkık kulelerine
sevdanın tan vaktinde;
susarken darağaçları
pazarlıksız yanan bir yürekle
seninçün bencileyin can veren ben olurum..

MUZARİ...

avuçlarımda aynalar kırıldı
ve iman aşka durup lalezar oldu,
düş yorgunu geceler ardından
şiir bilen ince parmakların
değsin saçlarıma...
şimdi bütün kitaplarda
kalbimi titreten sesinin kokusu var.
bağışlanmamış bir sunak gibi
her dem yankısındayım sesinin...
ya düş ol apar beni
ya düşür divane kıl usumu,
kaysı mecnun eyleyen aşkın hatrına
ellerin.. ruhumun en ince çeperi...
ağır damlalarıyla eylül yağıyor
ıslanalım diyorum
ıslanalım tut ellerimden ...
saçlarını sancıma sür..
eylül gözlüm sevmiştim seni...