Menu
Kayboluşun ve Şeffaflığın Psiko-Draması
Şiir • Kayboluşun ve Şeffaflığın Psiko-Draması

Kayboluşun ve Şeffaflığın Psiko-Draması

Kim kaldırır bu göğsümüzdeki kılıçları, Tanrım?

Kim taşır bu kadar şeffaf bir acıyı

kanatlara dönüşmüş, biri korkudan, biri unutulmuş ışıktan?

Süzülüyoruz

yerle gök arasında değil artık,

bir duanın unutulmuş kıvrımında,

insanın içindeki sonsuz çöküşteyiz.


Ve sen,

ışığın elleriyle ördüğüm yabancı,

neden fısıldıyorsun hep aynı heceyi?

aşk… aşk… aşk…

Bu titreyiş senin mi, benim mi?

Yoksa her doğan çocuğun

bilmediği bir ayrılıkla mühürlenmiş ilk soluğu mu?


Ey ruh!

Sen misin içimde kıpırdayan o eski hatırlayış?

Bir çilek tarlasının tam ortasında,

ruhumuzun geçmişte kalmış bir melodiyi

ölü yapraklara fısıldayarak yankıladığı an?


Ben oradaydım.

Ruhlar birleştiğinde

bir lanetin içinden geçer gibi.


Ve kalbimde, zamanın ötesinden

yalnız bir ses yankılanır:

aşk… aşk… aşk…


Ama neden her aşk,

bir çemberin içine doğar da

o çember hep saat yönünün tersine akar?

Neden gövdemi seyreden gözler

insan değil, bir kuşun gözleri?

Neden ben, ben değilim de

rüzgârla karışmış gölgem gibi

yalnız ve seyrekim?


Ey ruh,

bunu bize neden öğrettin?

Bu paslı koloniyi neden içimize yerleştirdin?

Her yeni doğan, neden

kanadın çivisidir artık?


Biz artık ne yere aitiz

ne göğe.

Biz artık bir çizgiyiz

düşmeyen ama varamayan.

Ve her şeyin sonunda

yalnızca o üç harf kalır geriye:

aşk… aşk… aşk…

Ekim Betül

1997 Manisa doğumlu. Dokuz Eylül Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Eğitimi Ana Bilim Dalında, Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği bölümünden mezun oldu. İzmir’de bulunduğu sıralarda Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı’nda görev aldı. Türkiye Radyo Televizyon Kurumu’nda muhabir olarak çalışmaya başladı. Halen TVve radyo kanallarında sinema programları yapmakta. Lise öğrenimi yıllarından bugüne öykü ve şiir kaleme alıyor.

Daha fazla görüntüle
Diğer Yazıları