Direndim lakaytlığa karşı.
Direnişim kadar örselendim.
İtibarı yitirtilmiş,
anlamı bir kenara
kendisi ayrı bir yana itilmiş,
bütün ihtişamı yerlere serilmiş,
'Garip' kalmış bir sözcük olarak
geçtim zihinlerden.
Nedenlerle sonuçlar karıştırıldığında,
başlar asıl yanılgı!
Sorarım şimdi;
Hangi sonucun illetidir sizi,
tam da bu zamanda aldanışa sürükleyen?
Bu çağ ki ölüm katalogları bastırmadı mı
en ölmez istinadlara?
Bu çağ değil mi ki,
merhem süremedi
kendi icad ettiği en ağrılı yaralara?
Bir çağrı işitilmeksizin
kulaklarda,
dilden çıktım aniden.
Fakat bir gönülde dahi yurt tutup da
hissolunamadım.
Şimdi düşünmeden edemem;
mekanın neresinde yer etsem kendime ben?
Ey insanlar! Sizden küçük,
küçücük bir şey istesem;
Anmasanız artık beni o pervasız ağızlarınızla.
Silseniz hafızalarınızın derinliklerinden.
Olmaz mı,
kökümü de gövdemi de alıp gitsem?