
Kendine ne seçtin böyle, yaşamak da büyük bir mezarlık değil mi söyle!
Al kanatlı Azrail’in her zaman çalıştığı bu bahçede demirci ustalarının bilmediği
Bir gölgede yaşamanın adını ne diye kazıdın bengü taşlara dimağında
İsyandan aşka düşerken yontulmuş mermere, güz sarısı yüzünde çelikten bir gürze
Bir topuz sesine, hala planörleri gömen göğe, kalkanlara, kılıçlara, disklere
Mezar taşında Duha Koca Oğlu, doğum tarihi, bilinmezlikte
Ölümü dünyanın bağbozumu, kurtların bastığı köklerde
En kurtarıcı melekti oysa ölümü hazırlayan, gök ekini biçmek gibiydi gelmesi bazen
Bazen acıyı dindirmek gibi, önce delirdi sonra delirmenin müziği,
Orkestra şefinin elindeki baton, boşluğa “Her nefis ölümü tadacaktır” çizdi
Her gün güneşin battığı Dede Korkut tepelerinde, öğütlerin doğuyor Oğuz gecelerinde
Yazıtlara bakarken kamaşır ya gözlerin, Dresden’de öldükçe dirilen
Vatikan sokaklarında iç dünyasına dönen dervişin son sözünün sessizliğinde
Can almanın ve can vermenin talihi düştü sana, düştü millet olmanın azmiyle
Ad koydu ad aldı kaderden, kendi adını bir sır gibi saklarken geçmişte
Adaletin kılıcıydı kelimelerin titrerken kalbinin derinliklerinde, kanla yoğrulmuş tahtlara
Bir hayal kırbacı vurdun da bir gedik açılmadı seyrine doyamadı mevsimler
Mevsimlerin içinden geçenler bakıp kaldı bir süre öyle
Bakıp kaldı ellerine kıymet veren kim varsa, müziğin ritmi değişti göz çukurlarında
Ana gibi yar olmaz değil, ana anadır, baba babadır, aşk en büyüktür
Yar ile kavuşmanın boynu bükük olsa da aşk da oradadır yar da
Ne dilin döndüğü ne yüreğin dayandığı bir barikat bu, varlığın ve yokluğun bir potada
eridiği
Çiğdemlerin, nevruzların ve menekşelerin baharda çiçek açtığı bir çocuklukta
Hala hatırlarız Kayı boyunda bir naranın nasıl boy verdiğini
Kahramanlıkların açtığı bu yedi renk rüyasının görüldüğü uykuda
Orada, K itâb-ı dedem Korkud Âlâ Lisân-ı tâife-i Oğuzân ‘da
1977 Sivas-Suşehri doğumlu, Dumlupınar Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesinden mezun oldu. Milli Eğitim Bakanlığı’nda Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni olarak çalışmakta. Taş Beşik ve Minyatür Okuyucuları, Türkçenin Göklerinde olmak üzere üç şiir kitabı yayımlandı. Şiirleri ve yazıları İpekdili, Dergah, Merdivenşiir, Karabatak, Yediiklim, Hece, Fayrap, İtibar, Muhit dergilerinde yayımlandı. İstanbul’da yaşıyor.