Menu
Akağacın Kısa Öyküsü
Şiir • Akağacın Kısa Öyküsü

Akağacın Kısa Öyküsü

Düzgün cilalı tahta 

siyah ve beyaz kare

özlerine varabilmek için olayların

yalancı kılıflarından ayıran

bir hiçte bulunan

çabucacık yapılmış bir taslakta


Tahtadaki halkalar iki tane

biri bir ilkbahar sabahı

tomurcuklanan akağaç

gecenin çiğine rağmen

tabiattan soluk soluğa koparılmış

diğeri kuru bir delik

tahta kurdunun yuvası.


Görünmez bir rota var satranç tahtalarında 

bir kimlik öyküsü;


dünyanın adaletini, bütün anlaşmazlıkların uzlaşımını ve 

bütün güçlüklere yetecek kadar büyük bir sabrı taşır içinde

ya da kendi içine kıvrılış, kendi derinliğini, büyük bir çabayla dinleyiş 

hallerine tekrar tekrar dönüşleri saklar içinde…


Siyah beyaz kareler komşu

iyice bitişsin diye bir yol içinde doğruların

marangoz yontmuş keskisiyle.


Değme noktaları yerine kendileri de bir çeşit değme olan kesişmeler var

sevgiyle ıstırap, avunamayışla mutlu olma en yoğun şekilde fışkırır burada 

o tahta kesiksiz uzun bir tecrübenin en kesin sonuçlarını kapsamakta. 


Bir hiçte bulunan çabucacık yapılmış bir taslakta 

tabiattan soluk soluğa koparılmış bir akağaçta

şah mat olduğunda itilen taşların yerinde 

siyah ya da beyaz bir kare kalır geriye.


FATMA LEYLÂ

Hacettepe Üniversitesi Almanca Biyoloji Öğretmenliği’nden mezun oldu. Aynı üniversitenin Fen Fakültesi Sistematik Zooloji Bölümü’nde yüksek lisans yaptı. TÜBİTAK Deniz Bilimleri Çevre Araştırma Grubu’nun projelerinde araştırmacı olarak çalıştı. Şiirleri halen Edebi Kültür Dergisi sitesinde yayınlanmakta.