Düzgün cilalı tahta
siyah ve beyaz kare
özlerine varabilmek için olayların
yalancı kılıflarından ayıran
bir hiçte bulunan
çabucacık yapılmış bir taslakta
Tahtadaki halkalar iki tane
biri bir ilkbahar sabahı
tomurcuklanan akağaç
gecenin çiğine rağmen
tabiattan soluk soluğa koparılmış
diğeri kuru bir delik
tahta kurdunun yuvası.
Görünmez bir rota var satranç tahtalarında
bir kimlik öyküsü;
dünyanın adaletini, bütün anlaşmazlıkların uzlaşımını ve
bütün güçlüklere yetecek kadar büyük bir sabrı taşır içinde
ya da kendi içine kıvrılış, kendi derinliğini, büyük bir çabayla dinleyiş
hallerine tekrar tekrar dönüşleri saklar içinde…
Siyah beyaz kareler komşu
iyice bitişsin diye bir yol içinde doğruların
marangoz yontmuş keskisiyle.
Değme noktaları yerine kendileri de bir çeşit değme olan kesişmeler var
sevgiyle ıstırap, avunamayışla mutlu olma en yoğun şekilde fışkırır burada
o tahta kesiksiz uzun bir tecrübenin en kesin sonuçlarını kapsamakta.
Bir hiçte bulunan çabucacık yapılmış bir taslakta
tabiattan soluk soluğa koparılmış bir akağaçta
şah mat olduğunda itilen taşların yerinde
siyah ya da beyaz bir kare kalır geriye.
Hacettepe Üniversitesi Almanca Biyoloji Öğretmenliği’nden mezun oldu. Aynı üniversitenin Fen Fakültesi Sistematik Zooloji Bölümü’nde yüksek lisans yaptı. TÜBİTAK Deniz Bilimleri Çevre Araştırma Grubu’nun projelerinde araştırmacı olarak çalıştı. Şiirleri halen Edebi Kültür Dergisi sitesinde yayınlanmakta.